-
1 akciğer
-
2 akciğer göbeği
анат.воро́та / хи́лус лёгких -
3 akciğer kesecikleri
анат.лёгочные пузырьки́ -
4 akciğer lopçuğu
анат.лёгочная до́лька -
5 akciğer petegi
анат.лёгочная альвео́ла -
6 akciğer zarı
анат.пле́вра -
7 ريه
akciğer -
8 سرطان ريه
akciğer kanseri -
9 ciğer
1) (тж. akciğer) лёгкие2) (тж. karaciğer) пе́чень3) ли́вер, потроха́4) перен. се́рдце, душа́••- ciğeri beş para etmez
- ciğerini delmek
- ciğerine işlemek
- ciğer kebap oluyor
- ciğerimin köşesi!
- ciğerini okumak
- ciğeri parçalanmak
- ciğeri sızlamak
- ciğerini sökmek
- ciğerini yakmak
- ciğeri yanmak -
10 kanser
-
11 kesecik
-
12 kovuk
озвонч. -ğu1) дупло́ağaç kovuğu — дупло́ де́рева
diş kovuğu — дупло́ зу́ба
2) анат. по́лостьakciğer kovuğu — плевра́льная по́лость
-
13 tüberküloz
-
14 zar
I1) то́нкое покрыва́ло; то́нкая занаве́ска2) уст. чарша́ф3) анат. перепо́нка; плева́akçiğer zar — лёгочная пле́вра
4) бот. то́нкая ко́жа / оболо́чкаIIигра́льные ко́стиtavla zarı — игра́льные ко́сти для игры́ в тавла́ ( о нардах)
zar almak — вы́играть
zarını bozuyor — а) [игро́к] счита́ет, что в его́ про́игрыше винова́т партнёр; б) партнёр переме́шивает ко́сти в моме́нт броска́
zar geliyor — идёт игра́ / кость
zar kesiyor — см. zarını bozuyor
zar tutmak — ощу́пать игра́льную кость и бро́сить её таки́м о́бразом, что́бы вы́пало жела́емое коли́чество очко́в
-
15 zar
I1) то́нкое покрыва́ло, то́нкая занаве́ска2) то́нкая ко́жа (оболо́чка)soğan zarı — кожура́ лу́ка
3) анат. перепо́нка; плева́akciğer zarı или göğüs zarı — лёгочная пле́вра
4) мембра́на, плёнка◊
zar olmak — засо́хнуть IIигра́льная костьIIIzar atmak — игра́ть в ко́сти
- zar zor
См. также в других словарях:
akciğer — is., anat. 1) Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı 2) Bronşçukların son bölümü Birleşik Sözler akciğer göbeği akciğer kesecikleri akciğer lopçuğu akciğer peteği akciğer … Çağatay Osmanlı Sözlük
akciğer kesecikleri — is., ç., anat. Akciğer lopçuğunun parçaları … Çağatay Osmanlı Sözlük
akciğer lopçuğu — is., anat. Birçok akciğer keseciğinin birleşerek oluşturduğu parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
AKCİĞER — Göğüs boşluğunu dolduran ve solunmağa yarayan bir organ. Ree … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akciğer göbeği — is., anat. Akciğerin, iç yan yüzünün hemen arkasında bronş, sinir ve damarların girip çıktığı yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
akciğer peteği — is., anat. Akciğerlerde solunumda gaz alışverişini sağlayan, hava borucuklarının sonunu oluşturan kesecik … Çağatay Osmanlı Sözlük
akciğer zarı — is., anat. Göğüs boşluğunun içini ve bu boşluğun içinde bulunan akciğerin dışını kaplayan ince zar, plöra … Çağatay Osmanlı Sözlük
RİE (RE') — Akciğer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
öpke — akciğer, ciğer I, 128; I I, 144; III, 393 öfke, kızgınlık I, 125, 128, 158, 164,176, 233; II I, 392, 428bkz: öfke … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
SUHAF — Akciğer veremi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÂT-ÜR RİE — Akciğer zarı iltihabı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük