-
1 acımasız
صلبقاس -
2 acımasız
1. صلب [صُلْب]Anlamı: merhametsiz, acımaz2. قاس [قاسٍ]Anlamı: merhametsiz, acımaz -
3 zalim
1. باغ [باغٍ]Anlamı: acımasız ve haksız davranan2. جائر [جائِر]Anlamı: acımasız ve haksız davranan3. جور [جَوْر]Anlamı: acımasız ve haksız davranan4. حائف [حائِف]Anlamı: acımasız ve haksız davranan5. طاغ [طاغٍ]Anlamı: acımasız ve haksız davranan6. طاغية [طاغِيَة]Anlamı: acımasız ve haksız davranan7. ظالم [ظالِم]Anlamı: acımasız ve haksız davranan8. ظلام [ظَلَّام]Anlamı: acımasız ve haksız davranan9. ظلوم [ظَلُوم]Anlamı: acımasız ve haksız davranan10. عاد [عادٍ]Anlamı: acımasız ve haksız davranan11. قهار [قَهَّار]Anlamı: acımasız ve haksız davranan12. متأمر [مُتَأَمِّر]Anlamı: acımasız ve haksız davranan13. متحكم [مُتَحَكِّم]Anlamı: acımasız ve haksız davranan14. متعسف [مُتَعَسِّف]Anlamı: acımasız ve haksız davranan15. مستبد [مُسْتَبِدّ]Anlamı: acımasız ve haksız davranan16. مضطهد [مُضْطَهِد]Anlamı: acımasız ve haksız davranan -
4 allahsız
1. جاحد [جَاحِد]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb2. جحود [جَحُود]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb3. دهري [دَهْرِيّ]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb4. زنديق [زِنْدِيق]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb5. كافر [كافِر]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb6. كفار [كَفَّار]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb7. كفور [كَفُور]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb8. ملحد [مُلْحِد]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb9. علج [عِلْج]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb -
5 tiran
1. خوان [خَوَّان]Anlamı: acımasız, gaddar2. صلب [صُلْب]Anlamı: acımasız, gaddar3. غادر [غادِر]Anlamı: acımasız, gaddar4. غدار [غَدَّار]Anlamı: acımasız, gaddar5. قاس [قاسٍ]Anlamı: acımasız, gaddar -
6 taş yürekli
قاس [قاسٍ]Anlamı: acimasiz
См. также в других словарях:
acımasız — sf. 1) Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz 2) zf. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız... N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cellat gibi — acımasız … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinsizin hakkından imansız gelir — acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir anlamında kullanılan bir söz Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaddar olmak — acımasız, haksız, insafsız davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gâvurluk etmek — acımasız, insafsız davranışlarda bulunmak, gaddarlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
astığı astık, kestiği kestik — acımasız, çok sert veya istediği gibi davranan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
insafa gelmek — acımasız ve haksız tutumdan vazgeçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasızca — zf. Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, zalimce, zalimane … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasızlaşabilmek — nsz Acımasız duruma gelme imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasızlaşmak — nsz Acımasız duruma gelmek, acımamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
allahsız — sf. Acımasız, insafsız, vicdansız … Çağatay Osmanlı Sözlük