-
1 peck gagalamak; aceleyle öpmek, ruhsuz bir sekilde öpmek
gagalama; acele öpüs, ruhsuz öpüsEnglish to Turkish dictionary > peck gagalamak; aceleyle öpmek, ruhsuz bir sekilde öpmek
-
2 hastily
aceleyle -
3 pell mell
aceleyle -
4 впопыхах
-
5 второпях
aceleyle* * *aceleyle, aceleden -
6 helter-skelter
aceleyle, apar topar, paldir küldür, aceleyle, telasla (yapilan) -
7 поспешно
aceleyle, acele acele; apar toparон де́йствовал не́сколько поспе́шно — biraz aceleci davrandı
-
8 burst into
aceleyle gir -
9 αρπαχτά
aceleyle, kaşla göz arasında -
10 burst into
aceleyle girmek; birden -e baslamak, -e bogulmak -
11 choke down
aceleyle, bogulacak gibi yutmak, yemek; (duygularini) frenlemek, zapt etmek -
12 hustle into (doing)
aceleyle ikna etmek, kandirmak, sikistirmak -
13 knock up
aceleyle yapivermek -
14 make off
aceleyle kaçmak, tüymek, savusmak -
15 абыр-сабыр
aceleyle, telaşla -
16 абыр-сабыр
aceleyle, telaşla -
17 burst into
aceleyle gir -
18 наскоро
-
19 hastily
-
20 наспех
acele ile* * *aceleyle; acelelikleна́спех при́нятое реше́ние — acelelikle alınan karar
См. также в других словарях:
yel yeperek yelken kürek — aceleyle, telaşla Kızım çıldırdın mı? Böyle yel yeperek, yelken kürek, sağını solunu görmeden nereye gidiyorsun? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapışmak — i 1) Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak, kapmak 2) le Kavgaya tutuşmak En yakın arkadaşı bir romancımızla bu konuda kapıştığı geceyi unutamam. H. Taner 3) nsz Kavgaya girmek Her seferinde kıyasıya kapıştıklarını, nahak yere kalp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
orospu böreği — is. El ayası büyüklüğünde hazırlanmış hamurun içine kıyma konarak tavada aceleyle pişirilen börek türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
savuşmak — nsz 1) Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak Hemen dükkâna koşuyorum, acele acele bir iki gazete alıp savuşuyorum. R. N. Güntekin 2) Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tez canlı — sf. Aceleci ... öteye beriye aceleyle uçup gelen tez canlı, tiz sesli kırlangıçlar... A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıkmak — i, e, ar 1) İterek, zorla, aceleyle sokmak Her birinin ağzına avucundaki et parçasını tıktı. F. R. Atay 2) tkz. Sokmak Hesap kitap, müfettiş derken Aslan ı kafese tıkmışlar. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler tıka basa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeldirmek — e, hlk. Aceleyle koşturmak, koşuşturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yelmek — e, er, hlk. Aceleyle, telaşla koşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle götürmek — gereksiz bir aceleyle gitmek, koşturmak, acele davranmak İşi besbelli acele imiş... Bir koşturur ki sanırsın kelle götürüyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
savuşup gitmek — ilgi çekmeden gizlice, aceleyle ayrılmak Yemek kotaracağım diye savuşup gitti. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapış kapış yapmak — üstüne atılmak, aceleyle almak El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük