-
1 abanmak
I vi1) drängen (- in üstüne)lütfen abanmayın! bitte nicht drängen!bir şeye/kimseye \abanmak sich an etw/jdn lehnen3) ( fam)birine \abanmak jdm auf der Tasche liegenII vr2) ( çullanmak) herfallen (-e über), sich stürzen (-e auf)iki herif zavallıya abanıyorlar zwei Kerle fallen über den Armen her -
2 abanmak
abanmak sich lehnen (-e an A); sich stützen (-e auf A); fam jemandem auf der Tasche liegen (-e) -
3 abanmak
-
4 abanmak
v. lean over, lean against -
5 abanmak
Söykənmək; dayaq tapmaq; dirsəklənmək -
6 abanmak
Д нава́ливаться, опира́ться, облока́чиваться -
7 abanmak
тецохъон/ тепщхьэн, тегъолъхьан/ тегъуэлъхьэн -
8 abanmak
пкъыкIэ эытегъэон -
9 abanmak
στηρίζομαι, ακουμπώ -
10 abanmak
أوكأتوكأ -
11 abanmak
1. أوكأ [أَوْكَأَ]Anlamı: eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak2. توكأ [تَوَكَّأَ]Anlamı: eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak -
12 abanmak
"to lean against, to lean over, to push against; to batten on sb" -
13 abanmak
"1. /a/ to lean down on; to lean down over; to stand right over (someone). 2. /a/ to lean against; to lean on; to lean into; to lean against (something) hard. 3. /a/ colloq. to try to overpower (someone) physically; to set upon, fall upon, jump (someone). " -
14 abanmak
dirsəklənmək, söykənmək -
15 abanmamak
v. (neg. form of abanmak) lean over, lean against -
16 dayanmak
1. (abanmak) пкъыкIэ зытегъэон, еIункIын
2. (sabırlı olmak) щэIэн -
17 abanma
-
18 çullanmak
هجم [هَجَمَ]Anlamı: birinin üstüne abanmak
См. также в других словарях:
abanmak — e 1) Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? B. Felek 2) Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak Baba, ya Allah nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. R. H. Karay 3) Güç vererek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardılmak — abanmak … Beypazari ağzindan sözcükler
abanıvermek — e Ansızın, çabucak abanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
abanma — is. Abanmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çullanmak — e 1) Alta almak için birinin üzerine abanmak Hepsi, yeni gelenin üstüne çullanarak zavallıyı dövüyorlardı. P. Safa 2) nsz, mec. Birini bezdirecek, bıktıracak kadar üzerine gitmek Kız bu şakaya darılır gibi oldu; lakin Paşa bunu görünce daha… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüklenmek — e 1) Yükleme işi yapılmak veya yükleme işine konu olmak Daha şimdiden evin bütün işleri Peyker in üstüne yüklenmiş. M. Ş. Esendal 2) Kendi ağırlığını başka bir şey üzerine vermek, bedeniyle abanmak Araba durdukça önümdekine, kalktıkça arkamdakine … Çağatay Osmanlı Sözlük