Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

ağzına

См. также в других словарях:

  • ağzına atmak — (bir şeyi) yemek için ağzına koymak Akşamdan tabağın içinde kalmış bir patates köftesini ağzına atarken tam da o sırada, kocası giriverdi mutfağa. O. Rifat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına almak — 1) söylemek Bir daha millet kelimesini ağzına alırsan dilini koparırım, anladın mı? R. H. Karay 2) yemek, içmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına bir parmak bal çalmak — birini tatlı sözlerle veya çeşitli hediyelerle bir süre için kandırmak, oyalamak Hürriyet, müsavat diye herkesin ağzına bir parmak bal çaldılar. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına bir şey (veya çöp veya lokma) koymamak — hiçbir şey yememek Ali Usta bu nefis kuzudan değil, öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koymadı. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına düşmek — çok yaygın olarak bilinip konuşulmak Zenginliği halkın ağzına düşünce derhâl yazıhanesine birtakım adamlar üşüşmüş. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına biber (veya acı biber) sürmek (veya çalmak) — ayıp bir sözün söylenmemesi gerektiğini belirtmek için söylenen ihtar sözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına almamak — 1) söz konusu etmemek, anmamak, söylememek Oğulları Amerika ya kaçtığından beri karı koca ismini bile ağızlarına almıyorlardı. Ö. Seyfettin 2) yememek, içmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına bakakalmak — (birinin) sözlerine hayran olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına baktırmak — kendini zevkle dinletmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına bir kemik atmak — birini küçük bir çıkarla susturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar — yaptığı küçük iyiliklere karşılık büyük çıkar bekler anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»