Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ağıt+yakmak

  • 1 ağıt yakmak

    v. wail, lament, keen, elegize upon

    Turkish-English dictionary > ağıt yakmak

  • 2 ağıt yakmak

    "to lament, to wail for; to keen"

    İngilizce Sözlük Türkçe > ağıt yakmak

  • 3 ağıt

    озвонч. -dı
    1) некроло́г, надгро́бная речь
    2) надгро́бные причита́ния; плач

    ağıt yakmak — причита́ть над поко́йником

    Türkçe-rusça sözlük > ağıt

  • 4 ağıt

    1. dirge, lament, funeral song. 2. wailing, keening, lamentation. - yakmak to wail, lament for the dead.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ağıt

  • 5 lament

    n. ağıt, inleme, ağlama, matem, yas
    ————————
    v. acı çekmek, ağıt yakmak, dövünmek, yas tutmak
    * * *
    1. matem tut (v.) 2. matemi tutulan (adj.)
    * * *
    [lə'ment] 1. verb
    (to feel or express regret for: We all lament his death; He sat lamenting over his past failures.) ağlayıp inlemek, dövünmek
    2. noun
    1) (a poem or piece of music which laments something: This song is a lament for those killed in battle.) ağıt, matem kasidesi/şiiri
    2) (a show of grief, regret etc: I'm not going to sit listening to her laments all day.) şikâyet, sızlanma

    English-Turkish dictionary > lament

  • 6 elegize upon

    v. ağıt yazmak, ağıt yakmak

    English-Turkish dictionary > elegize upon

  • 7 elegize upon

    v. ağıt yazmak, ağıt yakmak

    English-Turkish dictionary > elegize upon

  • 8 keen

    adj. keskin, sert, şiddetli, güçlü, büyük, istekli, hevesli, düşkün, meraklı, uygun, ucuz, zeki, ince, şahane, harika
    ————————
    n. matem türküsü
    ————————
    v. ağıt yakmak, ölenin ardından ağlamak
    * * *
    1. güçlü 2. hevesli
    * * *
    [ki:n]
    1) (eager or enthusiastic: He is a keen golfer; I'm keen to succeed.) hevesli, can atan
    2) (sharp: Her eyesight is as keen as ever.) keskin
    3) ((of wind etc) very cold and biting.) keskin, acı
    - keenness
    - keen on

    English-Turkish dictionary > keen

  • 9 wail

    n. feryat, ağlama
    ————————
    v. ağlamak, ağıt yakmak, feryat etmek, inlemek, acı acı bağırmak, hayıflanmak, yas tutmak
    * * *
    1. ağla (v.) 2. feryat (n.)
    * * *
    [weil] 1. verb
    (to utter sorrowful or complaining cries: The child is wailing over its broken toy.) feryat etmek, hüngür hüngür ağlamak
    2. noun
    (a long cry: wails of grief; I heard the wail of a police siren.) feryat, çığlık

    English-Turkish dictionary > wail

См. также в других словарях:

  • ağıt yakmak (veya düzmek veya tutturmak) — ağıt söylemek Çadırı önünde, kanlı gömleği ortaya alıp ağıt yaktılar sabaha kadar. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • amanı — ağıt yakmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • yas etmek — ağıt yakmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»