-
1 ağırlık
ağırlık <- ğı> Gewicht n; (yük) Last f (kâbus) Albtraum m; (yavaşlık) Langsamkeit f; (ağırbaşlılık) Besonnenheit f, Seriosität f; (mahmurluk) Schläfrigkeit f; (değer) Wert m eines Geschenks; olta Senkblei n der Angel;ağırlık merkezi PHYS Schwerpunkt m;ağırlık sınıfı Gewichtsklasse f;özgül ağırlık spezifische(s) Gewicht; -
2 ağırlık
-
3 ağırlık kaldırma
-
4 ağırlık merkezi
-
5 ağırlık ölçüsü birimi
Gewichtseinheit f -
6 baş ağırlık
-
7 brüt ağırlık
Bruttogewicht nt -
8 fazla ağırlık
Übergewicht nt -
9 horoz ağırlık
-
10 karşı ağırlık
tech Gegengewicht nt -
11 orta ağırlık
-
12 sinek ağırlık
sport Fliegengewicht nt -
13 tüy ağırlık
-
14 fazla
1. subst Überschuss m; Rest m2. adj überflüssig, Über-; (viel) mehr (-den als), größer (-den als); noch mehr; zu viel; zu weit; übrig haben;fazla ağırlık <- ğı> Übergewicht n; Ballast m;fazla bagaj Übergepäck n;fazla çalışma (süresi) Überstunden f/pl;fazla değer Mehrwert m;fazla gelmek sich als überflüssig erweisen;fazla gitmek zu weit gehen;fazla olarak darüberhinaus;daha fazla noch mehr; meistens;en fazla am meisten, meistens; am liebsten;bundan fazla mehr + Verb;fazla besleme Überfütterung f;fazla doyurmak überfüttern; CHEM übersättigen;fazla kaçırmak zu viel trinken (oder fam saufen); sich überessen; zu viel reden;fazla olmak sich erübrigen; zu viel sein -
15 azami
maximal; ( en yüksek) höchste(r, s), Höchst-\azami ağırlık höchstzulässige Belastung -
16 halter
-
17 kategori
-
18 özgül
-
19 sıklet
См. также в других словарях:
ağırlık — is., ğı 1) Ağır olma durumu Yükün ağırlığı. Taşın ağırlığı. 2) Değerli olma durumu Hediyenin ağırlığı. 3) Ağırbaşlılık Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi. 4) Tehlikeli olma durumu 5) Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum Havanın ağırlığı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Agirlik — Agir|lik das; s, s <aus gleichbed. türk. ağirlik> Hofgeschenk eines eine türkische Prinzessin heiratenden Paschas … Das große Fremdwörterbuch
ağırlık basmak (veya çökmek) — 1) gevşeklik ve uyku gelmek 2) ağır bir hava kaplamak, sessizlik oluşmak Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırlık olmak — 1) sıkıntı vermek Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz. Ö. Seyfettin 2) birine yük olmak, kendi masrafını başkasına çektirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
agırlık — ikram ağırlayış I, 114 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağırlık merkezi — is., fiz. 1) Bir cismin bütün noktalarına ayrı ayrı etki yapan yer çekimi kuvvetlerinden oluşmuş tek kuvvet durumundaki bileşkenin uygulama noktası 2) mec. Bir işin en önemli bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
horoz ağırlık — is., ğı, sp. Hafif sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta ağırlık — is., ğı, sp. 1) Boksta 71 kg dan 75 kg a kadar olan boksörlerin ayrıldığı kategori, orta sıklet 2) Güreşte, güllede ve halterde 72 79 kg ağırlıktaki oyuncuların ayrıldığı kategori, orta sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük
özgül ağırlık — is., ğı, fiz. Bir cismin 1 cm³ hacmindeki parçasının ağırlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinek ağırlık — is., ğı, sp. Sinek sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüy ağırlık — is., ğı Tüy sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük