-
1 ıstırap
ıstırap çekmek Qualen erleiden, Schmerzen erleiden; sich quälen; trauern;-e ıstırap vermek Schmerzen verursachen, wehtun D;ıstırap verici schmerzlich -
2 ızdırap
-
3 acı
I s\acı katmak scharf würzen (-e)\acısını çıkarmak den bitteren Geschmack beseitigen; ( yemeklerde) die Schärfe beseitigen\acı patlıcanı kırağı çalmaz ( prov) Unkraut vergeht nicht\acı çekmek Schmerzen erleiden\acı duymak Schmerz empfinden\acı duymak ( üzülmek) Trauer empfindenbirine \acı vermek jdm Leid antun, jdm wehtun\acısını çekmek leiden\acısını çıkarmak (öç, intikam almak) sich revanchieren (için/-den für/bei)II adj\acı çikolata bittere Schokolade\acı gerçek die bittere Wahrheit2) ( koyu) tief\acı bir yeşil ein tiefes Grünhaftanın \acı olayları die tragischen Ereignisse der Wochesözleri çok \acıydı seine Worte waren sehr bitter
См. также в других словарях:
ıstırap — is., bı, Ar. iżṭirāb 1) Acı 2) mec. Üzüntü, sıkıntı, keder İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ıstırap çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıstırap çekmek — ağrı ve acı içinde kıvranmak, aşırı derecede üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Muhsin Ertuğrul — Born March 7, 1892 Yalova, Ottoman Empire Died April 29, 1979 Istanbul, Turkey … Wikipedia
Эртугрул Мухсин-Бей — Мухсин Эртугрул Имя при рождении: Muhsin Ertuğrul Дата рождения: 7 марта 1892(1892 03 07) Место рождения: Ялова … Википедия
Robert Scholz (Schauspieler) — Robert Scholz auf einer Fotografie von Alexander Binder Robert Scholz (* 23. April 1886; † 10. Oktober 1927 in Berlin) war ein deutscher Schauspieler. Leben Er stand zunächst auf verschiedenen deutsc … Deutsch Wikipedia
acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini … Çağatay Osmanlı Sözlük
asap — is., bı, Ar. aˁṣāb Sinir Bu büyük ıstırap asabına uyuşukluk getirdi. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkaldırı — is. Ayaklanma, isyan Tartışma, insanların ıstırap ve acıya karşı duydukları başkaldırıya dayanıyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
diyar — is., Ar. diyār 1) Ülke Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar. Y. K. Beyatlı 2) mec. Dünya Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ıstırap ve kudret diyarı var. H. E. Adıvar 3) mec. Bazı nitelik veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs göğüse — zf. Karşı karşıya, yüz yüze Tehlike, ıstırap, korku orada göğüs göğüse bir kavganın acılarını tattım. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıstıraplı — sf. Istırap veren, acılı, sıkıntılı Istıraplı günler artık geçti … Çağatay Osmanlı Sözlük