-
21 мокрота
I мокр`отажII мокрот`аж1) ( сырость) ıslaklık2) sulu kar ( мокрый снег); çisinti ( мелкий дождь) -
22 moisture
n. ıslaklık, nem, rutubet* * *nem* * *['mois ə]noun ((the quality of) dampness: This soil needs moisture.) nem, rutubet -
23 sloppiness
n. ıslaklık, çamurluluk, pasaklılık, şapşallık, komik derecede hassaslık* * *eğimlilik* * *noun yarım yamalak iş yapma -
24 wateriness
sululuk* * *noun sululuk, ıslaklık -
25 wet
adj. ıslak, yaş, nemli, yağışlı, yağmurlu, sulu, içkili, içkinin serbest olduğu, isteksiz, hatalı, martavalcı————————n. martavalcı, ıslaklık, rutubet, yağmurlu hava, içki, içki yasağı karşıtı, isteksiz kimse————————v. ıslatmak, içki ile kutlamak* * *1. ıslat (v.) 2. ıslak (adj.) 3. ıslak* * *[wet] 1. adjective1) (containing, soaked in, or covered with, water or another liquid: We got soaking wet when it began to rain; His shirt was wet through with sweat; wet hair; The car skidded on the wet road.) ıslak, yaş, nemli2) (rainy: a wet day; wet weather; It was wet yesterday.) yağmurlu, yağışlı2. verb(to make wet: She wet her hair and put shampoo on it; The baby has wet himself / his nappy / the bed.) ıslatmak, nemlendirmek3. noun1) (moisture: a patch of wet.) nem, rutubet2) (rain: Don't go out in the wet.) yağmur•- wetness- wet blanket
- wet-nurse
- wetsuit
- wet through -
26 dewiness
n. nem, ıslaklık -
27 dewiness
n. nem, ıslaklık -
28 Feuchtigkeit
Feuchtigkeit f <Feuchtigkeit; o pl> ıslaklık; Luft usw nem, rutubet -
29 Nässe
Nässe f <Nässe; o pl> ıslaklık, yaşlık -
30 სისველე
i.ıslaklık -
31 Nässe
-
32 Nässe
f.ıslaklık -
33 بلل
-
34 سقط
Iسَقَط1. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)2. hataAnlamı: yanlış, yanlışlık, yanılgı3. gafAnlamı: yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot4. falsoAnlamı: yanlış davranış5. sakatat6. yanlişAnlamı: bir kurala uymama durumuIIسَقَطَ1. kapaklanmakAnlamı: yüz üstü düşmek2. devrilmekAnlamı: devirmek ışı yapılmak3. düşmekAnlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmekسَقْطyaşlıkAnlamı: ıslaklık -
35 سقيط
-
36 نداوة
نَدَاوَةnemAnlamı: hafif ıslaklık, rutubet -
37 damp
nemli, rutubetli,islaklik, nem, rutubet,nemlendirmek, islatmak; (atesi) yavaslatmak, küllemek, bogmak -
38 dewiness
nem, islaklik -
39 wet
islak, yas; (boya) kurumamis; yagmurlu; pisirik; yagmur, yagmurlu hava; islaklik; islatmak; isemek, islatmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ıslaklık — is., ğı Islak olma durumu lslaklık iliklerimize işler. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELAL — Islaklık. Islatış. Su gibi ıslatan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÜLÂLET — Islaklık, nemlilik, yaşlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kızışmak — nsz 1) Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak 2) Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak Ot balyaları kızıştı. 3) Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek Aygır kızıştı. 4) mec. Zorlu, sert, kızışık bir durum almak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nem — is., Far. nem 1) Havada bulunan su buharı 2) Hafif ıslaklık, rutubet Birleşik Sözler nemçeker nemdenetir nemölçer bağıl nem mutlak nem salt nem ağaç nemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşlık — is., ğı Yaş (II) olma durumu, ıslaklık Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELEL — Yaşlık, rutubet, ıslaklık. * Zafer, galibiyet.* Mihnet, keder, üzüntü. * Mücadele, kavga. * Hastalıkdan iyileşen. * Düşkünlük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELLET — (C.: Bilel) Cisimlerin yüzeyinde olan yaşlık, ıslaklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİLLE — Yaşlık, ıslaklık. Çiy dedikleri rutubet ki sabah vakitlerinde olur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GAMAK — Rutubet, ıslaklık. Rutubetli hava … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LESAK — Yaşlık, ıslaklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük