-
1 ısıtmak
I vt1) beheizenodayı \ısıtmak das Zimmer heizen2) erwärmen3) a. gastr aufwärmentemcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek ( fig) alte Geschichten immer wieder aufwärmenII vi heizengazla \ısıtmak mit Gas heizen -
2 ısıtmak
ısıtmak v/t erwärmen, anwärmen;-i ısıtıp ısıtıp önüne koymak fig immer wieder aufwärmen (A) -
3 ışıtmak
ışıtmak v/t erhellen, beleuchten -
4 ısıtmak
-
5 isitmak
2) (katı bir şeyi/fırınıisitmak) ГЪЭПЛЪЫН3) (kızdırmak) КЪЭГЪЭПЛЪЫН -
6 ısıtmak
нагрева́ть ота́пливать разогре́ть согре́ть* * *-iнагрева́ть, греть, разогрева́ть; обогрева́ть, согрева́ть -
7 ışıtmak
нагрева́ть ота́пливать разогре́ть согре́ть* * *-iизлуча́ть свет, освеща́ть -
8 ısıtmak
җылыту -
9 ışıtmak
яктырту -
10 ısıtmak
отапливать, прогревать, греть, подогревать, согревать, обогревать, нагревать, разогреватьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ısıtmak
-
11 ısıtmak
v. warm, warm up, heat, heat up, hot up, fire, hot, toast, give a warm* * *heat -
12 ısıtmak
germ kirin--------germkirin -
13 ısıtmak
Qızdırmaq; isitmək -
14 ısıtmak
grzać; nagrzewać; ogrzać; rozgrzewać -
15 ısıtmak
гъэфэбэн, гъэстырын -
16 ısıtmak
Fieberhitze bekommen, fiebern -
17 ısıtmak
أحرأحمىأدفأأسخنأصلىحمدفأسخنصلى -
18 ısıtmak
1. أحر [أَحَرَّ]Anlamı: sıcak duruma getirmek2. أحمى [أَحْمَى]Anlamı: sıcak duruma getirmek3. أدفأ [أَدْفَأَ]Anlamı: sıcak duruma getirmek4. أسخن [أَسْخَنَ]Anlamı: sıcak duruma getirmek5. أصلى [أَصْلَى]Anlamı: sıcak duruma getirmek6. حم [حَمَّ]Anlamı: sıcak duruma getirmek7. دفأ [دَفَّأَ]Anlamı: sıcak duruma getirmek8. سخن [سَخَّنَ]Anlamı: sıcak duruma getirmek9. صلى [صَلَّى]Anlamı: sıcak duruma getirmek -
19 ısıtmak
"to heat; to warm, to warm up" -
20 ışıtmak
to illuminate
См. также в других словарях:
ısıtmak — i 1) Sıcak duruma getirmek Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin. M. Ş. Esendal 2) mec. Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ışıtmak — i Işık saçmak, ışıklandırmak Bulutlar geçip gidince kalan gök / Ey içimizi ışıtan has renk. S. Batu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ısıtmak — isitme tutmak, tesehhün etmek, humma olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerini ısıtmak — bir yerde uzun süre kalmak Yeni nazır olmuşsun, yerini ısıtmaya bakacaksın, yüzyıllardır düzelmemiş işleri düzeltecek değilsin ya! M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
içini ısıtmak — hoş, güzel bir şey hoşluk duygusu yaratmak, coşku vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teshin etmek — ısıtmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölitmek — ısıtmak I, 213; I I, 324 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TESHİN — Isıtmak, soğukluğunu gidermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… … Çağatay Osmanlı Sözlük
banyo kazanı — is. Banyoyu ve suyu ısıtmak için yapılan özel kazan veya ısıtma aleti … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtme durumu — is., dbl. Yüklemi geçişli bir fiil olan cümlede fiilin doğrudan etkilediği, i/ ı, u/ ü ekini almış ad, yükleme durumu, yükleme hâli, akuzatif: sokağ ı (temizlemek), ev i (ısıtmak), okul u (sevmek), yüz ü (yıkamak) vb … Çağatay Osmanlı Sözlük