-
1 üstü kapalı
-
2 üstü çizili
durchgestrichen -
3 partiler üstü
überparteilich -
4 rüzgâr üstü
-
5 toplu sözleşme üstü
wirtsch übertariflich -
6 üst
1. subst Oberseite f, obere(r) Teil; Außenseite f; Oberfläche f; (Ober)Kleidung f; Rest m, das Übriggebliebene;üst baş Kleidung f, Zeug n;üst fırçası Kleiderbürste f;-e üst gelmek fam fig jemanden unterkriegen;üste çıkmak fam noch einmal davonkommen;-in üstünü doldurmak anfüllen;üstünü değiştirmek sich umziehen;üstünüze afiyet (oder sağlık) mögen Sie von der Krankheit usw verschont bleiben!2. adj Ober-;-in üst başı obere(r) Teil;üst taraf obere Seite; Einleitung f (eines Artikels);-in üst tarafı das Weitere; Rest m;üst üste aufeinander; nacheinander; immer wieder;en üst oberst-3. postpos üstü Zeit gegen A, zu D, bei D;yemek üstü zum Essen;insan üstü übermenschlich;-in üstünde durmak sich konzentrieren auf A;-in üstünden über … A hinweg;üstüne: z.B. çay üstüne çay eine Tasse Tee nach der anderen;-i üstüne almak fig übernehmen A; Mantel usw überziehen;-in üstüne basa basa söylemek klar und deutlich sagen;üstüne düşmek beharrlich betreiben A; sich befassen mit D;-in üstüne düşmek jemanden sich kümmern um;-in üstüne oturmak sich D unter den Nagel reißen A;-in üstüne titremek sich sehr sorgen um; -
7 akşam
akşam Abend m; am Abend;bir akşam eines Abends;iyi akşamlar! guten Abend!;akşamları abends, jeden Abend;akşam güneşi Abendsonne f; fig Lebensabend m;akşam olmak Abend werden;akşam üstü gegen Abend;akşam yemeği Abendessen n;akşama doğru gegen Abend; -
8 arka
1. subst Rücken m; Rückseite f; Fortsetzung f (einer Erzählung usw); Rückenlehne f; fig Beschützer m; Rück- (Seite, Wand); Hinter- (Tür, Rad);arka koltuk AUTO Rücksitz m;arka arkaya hintereinander;arka arkaya vermek sich gegenseitig unterstützen;arka çıkmak Unterstützung geben;arka kapıdan çıkmak Schule ohne Abschluss verlassen;b- ne arka olmak jemandem eine Stütze sein;arka plan Hintergrund m;arka üstü yatmak auf dem Rücken liegen;b-ne arka vermek j- m Hilfe leisten;arkada hinten;arkada kalanlar (die) Hinterbliebenen; (die) Zurückgelassenen;arkada kalmak in den Hintergrund treten; zurückliegen (Zeit, Lage);arkadan von hinten;arkadan arkaya fig hinter dem Rücken;bş-in arkası alınmak einer Sache (D) ein Ende setzen;arkası gelmek fig weitergehen;arkası kesilmek aufgebraucht werden/sein; versiegen;bş-in arkasına düşmek etwas eifrig verfolgen;b-nin arkasına düşmek jemandem auf den Fersen sein;b-nin arkasında dolaşmak sich jemandem anzunähern versuchen;-in arkasından hinter … her, nach (zeitlich);b-nin arkasından konuşmak hinter jemandes Rücken reden;-in arkasını bırakmak nicht mehr verfolgen, loslassen;-in arkasını bırakmamak nicht ablassen von;arkaya bırakmak (auf später) verschieben2. Ortssubstantiv: -in arkasına hinter A;dolabın arkasına hinter den Schrank (stellen usw);-in arkasında hinter D;dolabın arkasında hinter dem Schrank (stehen usw);-in arkasından hinter D … hervor (kommen usw) -
9 bayram
bayram arifesi Vortag m (eines Festes);Cumhuriyet Bayramı Tag m der Republik (29. Oktober);bayram koçu gibi aufgedonnert;Kurban Bayramı Opferfest n;bayram üstü vor dem Fest;bayram etmek (oder yapmak) feiern, jubeln;bayramdan bayrama an Festtagen; fig höchst selten;iyi bayramlar! frohe Festtage!;bayramınızı kutlarım, bayramınız kutlu olsum! herzlichen Glückwunsch zum Fest! -
10 çizili
çizili, üstü çizili durchgestrichen;altı çizili unterstrichen -
11 diz
diz Knie n;diz ağırşağı Kniescheibe f;diz boyu knietief; kniehoch; fig maßlos;diz çökmek niederknien;diz üstü auf den Knien;diz dize dicht an dicht;dize gelmek nachgeben, kapitulieren, fam weich werden;dizini dövmek sich (D) die Haare raufen;dizlerinin bağı çözüldü ihm begannen die Knie zu schlottern (-den vor Angst usw) -
12 kapalı
kapalı verschlossen; geschlossen (Sitzung, Stromkreis, Silbe, Kleid); fig vage; Frau mit Kopfbedeckung; Wetter trübe, bedeckt;kapalı bir hayat yaşamak ein zurückgezogenes Leben führen, sehr abgeschlossen leben;kapalı devre televizyon Kabelfernsehen n;-i kapalı geçmek (mit Stillschweigen usw) übergehen A;kapalı kalmak eingeschlossen sein;kapalı kutu Person verschlossen, zugeknöpft; (ein) Rätsel n; Heimlichtuer m, -in f;kapalı yüzme havuzu Hallenschwimmbad n;üstü kapalı Hallen- -
13 kıç
kıç üstü oturmak fam nicht ein und aus können;kıçını yırtmak gröhlen; sich (D) den Hintern zerreißen;kıçtan bacaklı Wuchs gedrungen, stämmig -
14 mektup
mektup atmak einen Brief zur Post geben;mektup üstü Briefanschrift f -
15 öğle
öğle Mittag m;öğle paydosu (oder tatili) Mittagspause f;öğle yemeği Mittagessen n;öğleden önce vormittags; Vormittag m;öğleden sonra nachmittags; Nachmittag m -
16 sıfır
sıfır Null f; null, wertlos;SPORT dört sıfır vier zu null;sıfır altı (üstü) … derece … Grad unter (über) Null;sıfır büyüme Nullwachstum n;sıfırdan başlamak von Null anfangen;sıfırın altında (üstünde) … derece … Grad unter (über) Null;sıfırı tüketmek fam völlig ausgepumpt sein; nichts zu beißen haben -
17 sırt
sırt çantası Rucksack m;sırt dayanağı Rückenlehne f;sırt çantalı Rucksacktourist m, -in f;-e sırt çevirmek jemandem den Rücken kehren;sırtı kaşınıyor fig ihm juckt das Fell;sırtı pek warm angezogen;-in sırtı yere gelmek untergekriegt werden;-i sırtına almak auf die Schulter nehmen, schultern A; sich (D) (einen Mantel) überziehen;-in sırtından geçinmek auf Kosten G leben;-e sırtını dayamak sich verlassen auf A;-in sırtında bir ceket vardı er hatte ein Jackett an -
18 alt
\altı alay üstü kalay ( fam) oben hui, unten pfuimasanın \altı die untere Seite des Tischesmasanın \altında unter dem Tischbir şeyin \altını çizmek etwas unterstreichenbir şey bulmak için odanın \altını üstüne getirmek das Zimmer auf den Kopf stellen, um etwas zu finden2) ( giysi)\altına etmek ( fam) sich in die Hosen machençocuğun \altını değiştirmek dem Kind die Windeln wechselnbir işin \altından kalkamamak mit einer Sache nicht fertig werden könnenII adj Unter-, unter-\alt katta im Untergeschossköyün \alt tarafında unterhalb des Dorfes -
19 çizili
-
20 donmak
vi1) einfrieren, gefrierenbirinin kanı \donmak ( fig) jdm gefriert das Blut in den Adernsu borusu dondu das Wasserrohr ist eingefroren2) ( soğuktan ölmek) erfrierendonuyorum es friert michellerim donuyor mich friert es an den Händen4) ( üstü buz tutmak) zufrierengöl donmuş der See ist zugefroren
- 1
- 2
См. также в других словарях:
üstü kapalı — sf. Açık ve kesin olmayan Onu yumuşatacağına, daha fazla alaycı yaptı; oldukça üstü kapalı bir sesle... H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstü başı dökülmek — 1. (birinin) giyecekleri çok eski olmak 2. görüntüsü iyi olmamak, giysisi kötü olmak Böyle üstü başı dökülen bir adama bu kadar yakınlık göstermesi karşısında şaşırıp kaldı. T. Yücel … Çağatay Osmanlı Sözlük
USTU — United States Taekwondo Union (Community » Sports) … Abbreviations dictionary
üstü kalsın — hesaptan artakalan az miktardaki paranın alınmaması, bahşiş olarak bırakılması sırasında söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş üstü — is., den. Geminin ön bölümünde çıpanın bulunduğu yer İçlerinden bir gönüllü istedim, baş üstüne gidip ırgatı çalıştıracak güçte bir adam. Z. Selimoğlu Birleşik Sözler baş üstü dolabı … Çağatay Osmanlı Sözlük
diz üstü — sf. 1) Boyu dizlerin üst kısmına gelen (etek, pantolon, çorap vb.) 2) zf. Dizleri yere gelecek biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller diz üstü çökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
diz üstü çökmek — dizleri yere gelecek biçimde eğilmek veya oturmak En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
altı kaval, üstü şeşhane — altı kaval, üstü şişhane … Çağatay Osmanlı Sözlük
altı kaval, üstü şişhane — giysilerini birbirine uygun düşüremeyen, yakıştıramayanlar için söylenen bir söz, altı kaval üstü şeşhane … Çağatay Osmanlı Sözlük
dört üstü, murat üstü — işi her zaman yolunda olanlar için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
altı üstü — is. 1) Değerini tahmin etmek amacıyla söylenen söz 2) sp. Futbol maçında bahse konu olan takımların atacağı belirli bir gol sayısının altında kalma veya üstüne çıkma tahminini yapmaya dayanan oyun … Çağatay Osmanlı Sözlük