-
1 öngörü
öngörü Voraussicht f -
2 öngörü
-
3 öngörü
предусмотри́тельность; дальнови́дность, предви́дение -
4 öngörü
n. prudence, foresight, calculation, prescience* * *estimate -
5 öngörü
berbînî--------derpêşî--------pêşbînî--------pêşdîtin -
6 öngörü
Uzaqgörənlik -
7 öngörü
предусмотри́тельность, осмотри́тельность; дальнови́дность, предви́дение -
8 öngörü
ПЭРЫГЪУАЗ(Э), пэрылъэгъу/ пэрылъагъу -
9 öngörü
πρόβλεψη, πρόγνωση, εκτίμηση -
10 öngörü
استبصاربصيرة -
11 öngörü
1. استبصار [اِسْتِبْصار]Anlamı: bir işin ilerisini kestirme2. بصيرة [بَصِيرة]Anlamı: bir işin ilerisini kestirme -
12 öngörü
foresight, prudence, forethought -
13 öngörü
foresight, prescience. -
14 öngörü
ehtiyatlılıq, tədbirlilik, uzaqgörənlilik -
15 öngörü
[اؤنگؤرو]پیش بینی -
16 ehtiyatlılıq
öngörü -
17 tədbirlilik
öngörü -
18 uzaqgörənlilik
öngörü -
19 предусмотрительно
öngörü ile; tedbirli (davranarak)де́йствовать предусмотри́тельно — tedbirli davranmak
-
20 پيش بينی
öngörü, tahmin
См. также в других словарях:
öngörü — is. Bir işin ilerisini kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilme ve ona göre davranma … Çağatay Osmanlı Sözlük
görü — is. 1) Görme yetisi 2) Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret Buranın görüsü geniş. 3) fel. Dolaysız kavrama, birden kavrama Birleşik Sözler hoşgörü içgörü öngörü sağgörü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ön — is. 1) Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı Beş on kişi, köşkün önünde toplandık. M. Ş. Esendal 2) Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. B. Felek 3) Bir kimsenin ilerisi Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
der-piş — derpiş en önde; göz önünde bulunan; öngörü … Hukuk Sözlüğü