Перевод: со всех языков на крымскотатарский

с крымскотатарского на все языки

ömründe

  • 1 век

    1) (столетие) asır, yüz yıl
    четверть века - çerik asır, yigirmi beş yıl
    2) (эпоха) devir, zaman
    каменный век - taş devri
    в наш век - bizim zamanımızda (devrimizde)
    3) (жизнь) ömür, ayat
    весь свой век - ömür boyunca, ömür boyu
    на своем веку - ayatında, ömründe
    4) (длительное время) çoq vaqıt, çoq zaman, yıllar boyu
    я с ним целый век не виделся - onı körmegenim çoq vaqıt oldı
    испокон веков - evel-ezelden berli

    Русско-крымскотатарский словарь (латиница) > век

См. также в других словарях:

  • umrunden — ömrunde …   Kölsch Dialekt Lexikon

  • cambazlık — is., ğı 1) Cambazın işi veya mesleği, akrobatlık, akrobatik, akrobasi İki çocuk iskelenin parmaklıklarında cambazlık yapıyor. S. F. Abasıyanık 2) At alıp satma veya yetiştirme işi Elli senedir cambazlık ettiği hâlde, ancak ömründe bir defa beyaz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dürüşt — sf., esk., Far. duruşt Sert, gücendirici, kırıcı Ömründe bir defa kimseye dürüşt bir söz söylememişti. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lakerda — is., Rum. Palamut, torik vb. balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura Aşçı kadın ömründe lakerda görmemiş. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tartışılmak — nsz Tartışma işi yapılmak Aileyi ilgilendiren bir konu tartışılırken amcasına bütün ömründe ilk ve son defa bağırıvermişti. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tekaüdiye — is., esk., Ar. teḳāˁudiyye Emekli aylığı Devlet kapısında bunca yıl hizmet et çalış, ahir ömründe bir tekaüdiyeden mahrum kal... H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fedakârlık etmek — 1) özverili davranmak Kadınlar fedakârlık ettikleri erkekleri severler. P. Safa 2) den azlığına katlanmak, az oluşu ile yetinmek, vazgeçmek İlk defa ömründe yemek saatinden fedakârlık etti. E. İ. Benice …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rast gelmek — 1) düşünmediği, ummadığı hâlde karşılaşmak, rastlamak, tesadüf etmek Bu kadın kadar tamahkâr bir insana ömründe rast gelmedi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) düşünmediği veya düşülmediği hâlde payına düşmek Kumaşın iyisi bana rast geldi. 3) atılan şey… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tuhafına gitmek — (bir şey birinin) o şeyi tuhaf bulmak Ömründe bu kadar tuhafına giden söz işitmemiş olduğunu söylerdi. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudağını (veya dudaklarını) ısırmak — yakışıksız bir durum karşısında şaşmak Koca Ali bu kararı duyunca ömründe ilk defa olarak sarardı. Dudaklarını ısırdı. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»