-
1 allowance
ödenek -
2 дотация
ödenek* * *жyardım ödeneği; ödenekэ́тот теа́тр на дота́ции — bu tiyatro ödeneklidir
-
3 grant in aid
ödenek, devlet yardımı* * *yardım bağışı -
4 allowance
ödenek, tahsisat; cep harçligi; göz yumma, tolerans, müsamaha, izin; özel bir araç için ayrilan, saglanan para; pay -
5 prebendary
ödenek alan papaz -
6 allocation
n. pay ayırma, bölüştürme, paylaştırma, dağıtma, ödenek, tahsis, pay* * *1. atama 2. yerleşim* * *noun tahsisat, ödenek -
7 allowance
n. izin, müsaade; harçlık, ödenek; hoşgörü, tolerans, indirim, iskonto, hesaba katma, göz önünde tutma, handikap [spor.], avans [spor.]* * *1. izin 2. ödenek* * *1) (a fixed sum or quantity given regularly: His father made him an allowance of $20 a month.) harçlık2) (something (usually a quantity) allowed: This dress pattern has a seam allowance of 1 cm.) yedek payı -
8 fund
n. fon, sermaye, para kaynağı, kaynak, ödenek————————v. sermayeye çevirmek, yatırmak, yatırım yapmak* * *1. fon 2. parasal kaynak sağla (v.) 3. fon (n.)* * *1) (a sum of money for a special purpose: Have you given money to the repair fund?) fon, ödenek, tahsisat2) (a store or supply: He has a fund of funny stories.) stok•- funds -
9 grant
n. bağış, nasip, hibe, imtiyaz, burs, ödenek, devir, feragatname————————v. vermek, nasip etmek, onaylamak, kabul etmek, bağışlamak, burs vermek* * *1. ver (v.) 2. burs (n.)* * *1. verb1) (to agree to, to give: Would you grant me one favour; He granted the man permission to leave.) vermek2) (to agree or admit: I grant (you) that it was a stupid thing to do.) itiraf etmek, kabul etmek2. noun(money given for a particular purpose: He was awarded a grant for studying abroad.) burs, ödenek- take for granted -
10 allocation
ayirma, tahsis, ödenek ayirma; ödenek, pay -
11 allouer
-
12 ассигнование
-
13 ассигновать
несов., сов.(ödenek) ayırmak, tahsis etmek -
14 бюджетный
-
15 внеплановый
plan dışı,olağanüstü* * *plan dışı; olağanüstüвнепла́новые ассигнова́ния — olağanüstü ödenek
-
16 выделение
ayırma,ayrılma; boşaltım,salgılama; akıntı* * *с1) ayırma; ayrılmaвыделе́ние дополни́тельных ассигнова́ний — ek ödenek ayrılması
2) ( средств) ayırma; tahsis (etme)3) физиол. boşaltım; salgılama4) (выделе́ния) мн., физиол. ifrazat; salgıвыделе́ния из но́са — burun ifrazatı
-
17 отчисление
-
18 пособие
с1) ödenek (-ği), aylıkпосо́бие по вре́менной нетрудоспосо́бности — geçici iş göremezlik ödeneği
посо́бие по инвали́дности — malullük aylığı
посо́бие по безрабо́тице — işsizlik ödeneği / parası
2) ( учебная книга) yardımcı ders kitabı; ders aracı ( предмет) -
19 размер
м1) врз boyut, boy; ölçü, çap; büyüklük; miktarкастрю́ля сре́днего разме́ра — orta boy tencere
разме́ром со сре́днее я́блоко — orta boy bir elma büyüklüğünde
разме́р уча́стка — arsanın boyutları / ölçüsü
фотогра́фия разме́ром 6х9 см — 6x9 santim boyutlarında / ebadında bir fotoğraf
штраф в разме́ре трёх рубле́й — üç ruble para cezası
разме́р пе́нсии — emekli maaşının miktarı
разме́р ока́зываемой по́мощи — gösterilen yardımın miktarı / çapı
уще́рб в разме́ре ста рубле́й — yüz rublelik zarar
посо́бие в разме́ре 80 % зарпла́ты — ücretin % 80 tutarında bir ödenek
увеличе́ние коли́чества и разме́ра стипе́ндий — bursların sayı ve miktar bakımından artırılması
дости́чь неви́данных разме́ров — görülmemiş boyutlara varmak
2) (мерка, номер) boy; bedenкако́й разме́р (о́буви) ты но́сишь? — ne boy giyersin?
есть соро́чки любо́го разме́ра — her bedene göre gömlek var
како́й у вас разме́р? (о платье и т. п.) — beden numaranız?
3) лит. tartı, vezin, ölçü4) муз. ölçü -
20 ассигнование
tahsis, ayırım, tahsisat, ödenekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > ассигнование
См. также в других словарях:
ödenek — is., ği 1) Bir iş için ayrılan belli para, tahsisat 2) Parlamento üyelerine, görevleri sebebiyle verilen, yolluk dışında kalan para 3) huk. Devlet harcamalarının yapılabilmesi için her yılın bütçesiyle yürütme organına verilen harcama izni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödenek — Devlet harcamalarının yapılabilmesi için, her yılın bütçesiyle yürütme organına verilen harcama izni … Hukuk Sözlüğü
ek ödenek — is., ği, ekon. 1) Aylık ücretlere ek olarak verilen prim veya ikramiye 2) Bütçede herhangi bir yatırım için ayrılan paraya yapılan ek, ek tahsisat … Çağatay Osmanlı Sözlük
örtülü ödenek — is., ği Gizli tutulan işlerde harcanmak için yetkililerin emrine verilen para, tahsisatımesture … Çağatay Osmanlı Sözlük
sayış — ödenek III, 126bkz: seyş … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sewinmek sey — ; ödenek III, 126bkz: say ış … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
başmaklık — is., ğı 1) Camide ayakkabı konulan yer 2) tar. Padişahın anne, kız kardeş, kız ve hasekilerine bağlanan ödenek, has, arpalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ek — is. 1) Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça Yazının ekleri. 2) Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki. 3) Sonradan katılan, dikilen,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ek tahsisat — is. Ek ödenek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı kulu — is., tar. Osmanlılarda, devletten ödenek alan, sürekli görev yapan atlı ve yaya askerlerden oluşan teşkilat Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılık — is., ğı 1) Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu. H. R. Gürpınar 2) Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz 3) Cevap, yanıt 4) Bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük