-
1 научить
öğretmek* * *сов.1) öğretmekнаучи́ть кого-л. пла́вать — birine yüzmeyi öğretmek
2) ders vermekэ́то ты его́ научи́л! — bu dersi ona veren sensin!
-
2 обучать
öğretmek, eğitmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обучать
-
3 учить
okutmak,öğretmek; öğrenmek* * *1) öğretmek, okutmakучи́ть кого-л. игра́ть на пиани́но — birine piyano çalmayı öğretmek
он учи́л нас ру́сскому языку́ — bize Rusça okuttu
2) öğretmekисто́рия у́чит, что... — tarih... diye öğretir
3) öğrenmekучи́ть уро́ки — derse çalışmak
учи́ть стихи́ — şiir ezberlemek
-
4 вразумлять
akıl öğretmek; inandırmak* * *несов.; сов. - вразуми́тьakıl öğretmek; inandırmak -
5 выучивать
bellemek,öğrenmek,ezberlemek; öğretmek* * *несов.; сов. - вы́учить1) bellemek; öğrenmek; ezberlemek ( наизусть)вы́учить уро́к — dersini öğrenmek / bellemek
2) тк. сов. öğretmekя вы́учил его́ игра́ть на гита́ре — ona gitara çalmayı öğrettim
-
6 грамота
okuma yazma* * *ж1) okuma-yazmaучи́ть кого-л. гра́моте — birine okuma-yazma öğretmek
2) в соч.похва́льная гра́мота — takdirname
••фи́лькина гра́мота — разг. bir kağıt parçası
-
7 обращение
с1) (воззвание, призыв) çağrı2) ( обхождение) davranma; muameleплохо́е обраще́ние с детьми́ — çocuklara karşı (yapılan) kötü muamele
3) астр. dolanmaпери́од обраще́ния — dolanma süresi
4) ( пользование) kullanmaобуча́ть обраще́нию с ору́жием — silah kullanmasını öğretmek
5) эк. dolaşım; tedavülколи́чество де́нег в обраще́нии — dolaşımdaki para / banknot miktarı
изъя́ть что-л. из обраще́ния — dolaşımdan / tedavülden kaldırmak
-
8 обучать
несов.; сов. - обучи́тьöğretmek; okutmak; talim etmek; eğitmek (тж. животных) -
9 подсказывать
несов.; сов. - подсказа́ть1) ( başkasına duyurmadan) fısıldamak; kopya vermek (на экзамене и т. п.) перен., buldurmakего сове́т подска́за́л пра́вильный вы́ход — tavsiyesi doğru çıkar yolu buldurdu
2) прост. ( советовать) akıl öğretmek / vermekподскажи́, как нам поступи́ть — nasıl davransak, bir akıl ver
-
10 подучивать
несов.; сов. - подучи́ть, разг.biraz dana öğrenmek / okumak (что-л.); biraz daha öğretmek / okutmak (кого-л.) -
11 поучать
akıl öğretmek, akıl dağıtmak
См. также в других словарях:
ögretmek — öğretmek I, 261 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
öğretmek — i, e 1) Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak Böyle görünmesini öğretmişler, sağlam bir terbiye almış. R. H. Karay 2) Yetenek kazandırmak 3) Bilinmeyen bir konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak Bir şeyi bir adama öğretmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıl öğretmek — birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek Molla saf bir ortak samimiyetiyle ona akıl öğretti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
talim etmek — öğretmek, bilgi kazandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
biltürmek — ögretmek, bildirmek II, 176 bir I, 15, 48, 50, 75, 107, 185, 186, 187, 189, 196, 219, 231, 232, 237, 239, 241, 258, 274 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TA'LİM — Öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belli etmek. İdman … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число … Википедия
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
belletmek — e Bellemesini sağlamak, öğretmek Sina çölünde Türk milletinin bir ikinci destanı daha var ki her Türk çocuğuna belletmek lazım gelir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
biçki dikiş kursu — is. Terzilik mesleğini öğretmek amacıyla verilen kurs … Çağatay Osmanlı Sözlük
göstermek — i 1) Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi. 2) i, e Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak Size kitaplarımı göstereyim. 3) Belirtmek, anlatmak Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor. 4) e Bir şeyin etkisi … Çağatay Osmanlı Sözlük