-
1 dzieciak
çocuk -
2 dziecko
çocuk -
3 бала
çocuk -
4 kind
çocuk s -
5 kleuter
çocuk s -
6 peuter
çocuk s -
7 ача
çocuk -
8 uşaq
çocuk -
9 bairn
çocuk -
10 어린이
Çocuk -
11 child
çocuk -
12 children
çocuk -
13 kid
çocuk -
14 děcko
çocuk -
15 dítě
çocuk -
16 potomek
çocuk -
17 детский
çocuk(sıfat),çocukluk(sıfat); çocuksu,çocukça* * *1) çocuk °; çocukluk °де́тские го́ды — çocukluk yılları
де́тские воспомина́ния — çocukluk anıları
в де́тском во́зрасте — çocuk yaşta
де́тская боле́знь — перен. çocuk hastalığı; çocukluk hastalığı
де́тский фильм — çocuk filmi
де́тская пье́са — çocuk (tiyatro) oyunu
де́тская сме́ртность — çocuk ölüm oranı
2) перен. (ребяческий, незрелый) çocuksu, çocukçaде́тские ша́лости — çocukça yaramazlıklar
де́тская наи́вность — çocuksu saflık
проявля́ть де́тское упря́мство — çocuksu bir inat göstermek
••де́тский дом — см. детдом
де́тский сад — см. детсад
де́тские я́сли — kreş
-
18 nursery rhyme
çocuk tekerlemesi, tekerleme, çocuk şiiri, çocuk şarkısı* * *çocuk şiiri* * *(a short, simple poem for children.) çocuk şiiri/şarkısı -
19 child welfare
çocuk bakımı, çocuk koruma* * *1) (aid provided to dependent children.) çocuk yardımı2) (concern for the living conditions etc of children: She has a job as a child welfare officer.) çocuk esirgeme -
20 abort
çocuk düsürmek; çocuk aldirmak; erken dogum yapmak; ölü çocuk dogurmak; (plan, is, vb.) bitirmeden durdurmak (zorunda kalmak); basarisizlikla bitmek; yarida kesmek
См. также в других словарях:
çocuk — is., ğu 1) Küçük yaştaki oğlan veya kız Çocuğun bir sütninesi vardı. R. H. Karay 2) Soy bakımından oğul veya kız, evlat Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış. B. R. Eyuboğlu 3) Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk düşe kalka büyür — çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk dünyaya getirmek — çocuk doğurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk gibi — 1) yetenekleri gelişmemiş, çocuk kalmış Çocuk gibi adam. 2) kolay kanar, kolay inanır Sen de çocuk gibisin, o adamın sözüne inanılır mı? … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk bakıcısı — is. Çocuk bakımı ile görevlendirilmiş kız veya kadın, çocuk bakıcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk oyuncağı — is. 1) Çocukların oynayıp eğlenmesi için yapılmış oyuncak 2) mec. Kolay iş 3) mec. Önem verilecek değerde olmayan şey Onlar için telefon dinlemek çocuk oyuncağıydı. A. Ümit Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çocuk oyuncağı hâline getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk kalmak — büyümüş olmasına rağmen çocukça düşünceler taşıyıp çocuk gibi davranmak Araya araya bu oyunu mu buldun? Ayol sen sahiden çocuk kalmışsın. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk bakıcı — is. Çocuk bakıcısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk bakıcılığı — is. Çocuk bakıcısı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk bilimci — is. Çocuk bilimi uzmanı, pedolog … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk ruhluluk — is., ğu Çocuk ruhlu olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük