-
61 retreat
çekilme, gerileme; geri çekilme, ricat; bir köseye çekilip dinlenme, inziva; inziva kösesi, siginak; çekilmek, geri çekilmek, gerilemek; dinlenmek için çekilmek, gitmek, inzivaya çekilmek -
62 отступать
несов.; сов. - отступи́ть1) çekilmek, gerilemekотступи́ть на не́сколько шаго́в — birkaç adını gerilemek
2) воен. (geri) çekilmek, ricat etmekотступа́ть с боя́ми — muharebe ede ede çekilmek
3) перен. yılmakне отступа́ть пе́ред тру́дностями — güçlüklerden yılmamak
4) dönmek, caymakмы не отсту́пим от э́того ку́рса! — bu politikadan dönmeyeceğiz!
еди́нство рабо́чих заста́вило хозя́ина отступи́ть — işçilerin birliği patronu geriletti
-
63 сходить
I несов.; сов. - сойти́1) inmekсходи́ть с ле́стницы — merdivenden inmek
сходи́ть с по́езда — trenden inmek
сойти́ с ло́шади — attan inmek
2) çekilmekсходи́ть с доро́ги — yoldan çekilmek
сходи́ть с ре́льсов — raydan çıkmak
3) kalkmak; çıkmak; çekilmekроса́ сошла́ — çiyler kalktı
вода́ с поле́й сошла́ — tarlalardaki sular çekildi
пятно́ не сошло́ — leke çıkmadı
улы́бка тут же сошла́ с его́ лица́ — yüzündeki tebessüm aniden siliniverdi
ко́жа схо́дит — deri soyuluyor
••сходи́ть с ума́ — delirmek; çıldırmak
сходи́ть с ума́ по ком-л. — biri için deli divane olmak
э́то сло́во не схо́дит у него́ с языка́ — bu söz (onun) dilinden düşmüyor
её фами́лия не сходи́ла с афи́ш — adı hep afişte kalıyordu
мы не сойдём с э́того пути́ — bu yoldan ayrılmayacağız
у них мя́со со стола́ не схо́дит — onların sofrasından et eksik olmuyor
э́то ему́ с рук не сойдёт (будет наказан) — bu onun yanına kalmaz
II сов.ты с ума́ сошёл! — çıldırdın mı sen?!
gitmek, gidip gelmek; gidip getirmekсходи́ за хле́бом — gidip ekmek al
-
64 удаляться
uzaklaşmak; ayrılmak; çekilmek* * *несов.; сов. - удали́ться1) ( отдаляться) uzaklaşmak; ayrılmakудаля́ться от те́мы — sadetten / konudan ayrılmak
2) ( уходить) çekilmek, çekilip gitmekудали́ться к себе́ в ко́мнату — odasına çekilmek
-
65 recede
v. geri çekilmek, geri gitmek, çekilmek, gerilemek, ortadan kaybolmak, uzaklaşmak, geri plâna geçmek, vazgeçmek, düşmek (fiyat)* * *geri çekil* * *[ri'si:d]1) (to go or move back: When the rain stopped, the floods receded; His hair is receding from his forehead.) geri çekilmek2) (to become distant: The coast receded behind us as we sailed away.) uzaklaşmak -
66 stand aside
kenara çekilmek, yana çekilmek, özveride bulunmak, feragat etmek, kaçınmak* * *(to move to one side or withdraw out of someone's way: He stood aside to let me pass.) kenara çekilmek -
67 stand down
tanıklık yapıp çekilmek, özveride bulunmak, feragat etmek, adaylıktan çekilmek* * *(to withdraw eg from a contest.) çekilmek, istifa etmek -
68 step aside
kenara çekilmek, çekilmek, istifa etmek* * *(to move to one side: He stepped aside to let me pass.) kenara çekilmek -
69 withdraw
v. çekmek, almak, geri almak, geri çekmek, para çekmek, çekilmek, ayrılmak, geri çekilmek, çekinmek* * *geri al* * *[wið'dro:]past tense - withdrew; verb1) (to (cause to) move back or away: The army withdrew from its position; He withdrew his troops; They withdrew from the competition.) (geri) çekmek, çekilmek2) (to take back (something one has said): She withdrew her remarks, and apologized; He later withdrew the charges he'd made against her.) geri almak, vazgeçmek3) (to remove (money from a bank account etc): I withdrew all my savings and went abroad.) çekmek•- withdrawn -
70 zurückziehen
zurückziehen <unreg, -ge-, h>1. v/t geri çekmeksich von jemandem zurückziehen b-le selamı sabahı kesmek;sich zur Beratung zurückziehen görüşmeye çekilmek -
71 отойти
1) çekilmek, uzaqlaşmaqотойти в сторону - çetke çekilmek2) (уйти, отправиться) ketmek, yönemek, köçip ketmekпоезд ещё не отошёл - tren daa ketmedi3) (отклониться) vazgeçmek, qaytmaq, çekilmekне отойти от прежних взглядов - evelki fikirlerinden vazgeçmemek4) (прийти в себя) özüne kelmek, ayınmaq5) (перестать сердиться) yımşamaq -
72 ارتد
اِرْتَدَّ1. gerilmekAnlamı: geri çekilmek2. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek3. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmek -
73 انحسر
اِنْحَسَرَ1. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek2. gerilmekAnlamı: geri çekilmek3. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmek -
74 انسحب
اِنْسَحَبَ1. gerilmekAnlamı: geri çekilmek2. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek3. sürüklenmekAnlamı: sürüklemek işine konu olmak4. gelmekAnlamı: geriye dönmek5. dönmek6. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmek -
75 انكفأ
اِنْكَفَأَ1. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek2. gerilmekAnlamı: geri çekilmek3. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmek -
76 تراجع
Iتَرَاجَعَ1. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek2. gerilmekAnlamı: geri çekilmek3. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmekIIتَرَاجُعgerilikAnlamı: geri olma durumu -
77 تقهقر
Iتَقَهْقَرَ1. gerilmekAnlamı: geri çekilmek2. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek3. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmekIIتَقَهْقُرgerilikAnlamı: geri olma durumu -
78 عاود
عاوَدَ1. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek2. gerilmekAnlamı: geri çekilmek3. gelmekAnlamı: geriye dönmek4. dönmek -
79 قفل
IقَفَّلَkapamakAnlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmekIIقَفَلَ1. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek2. gerilmekAnlamı: geri çekilmek3. gelmekAnlamı: geriye dönmek4. dönmek5. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmek -
80 قهقر
قَهْقَرَ1. gerilmekAnlamı: geri çekilmek2. gerilemekAnlamı: geri çekilmek, geriye çekilmek3. gelmekAnlamı: geriye dönmek4. caydırmakAnlamı: kararından döndürmek, vazgeçirmek5. dönmek
См. также в других словарях:
çekilmek — nsz 1) Çekme işi yapılmak Ağlar çekiliyor dalyanlarda. O. V. Kanık 2) e Kendini geriye veya bir yana çekmek 3) den Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim. T. Buğra 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekilmek — kitap (10AA111A. I I, 133, 134 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
fil dişi kuleye çekilmek — herkesi küçümseyip kendisine özgü dünyasına çekilmek Çöküşün ve çöküşten kaçışın, fil dişi kuleye çekilişin yarattığı isyanlar kitaplaşmamıştır. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabuğuna çekilmek — (kendi) dışarısı ile olan ilişkilerini kesmek, kimse ile görüşmemek Arkadaşı, hükûmet aleyhine konuşmaya başlayınca Fuat kabuğuna çekilmek lüzumunu duyar ve başını önüne eğip susmasını bilirdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi içine çekilmek — başkasıyla ilişki kurmamak, yalnız başına kalmak, inzivaya çekilmek Bizim gibi dış âlemle münasebetleri aksamış, kendi içine çekilip kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi kabuğuna çekilmek — kabuğuna çekilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geri geri çekilmek — arka arka gitmek Hamit in eteğini öpmüş ve geri geri çekilerek odadan çıkmış. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
inzivaya çekilmek — toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabine çekilmek — Bakanlar Kurulu görevini bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozasına çekilmek — çevreyle ilişkisini kesmek, hiçbir şeye karışmamak Hiçbir tarakta bezim kalmadı, ipek böceği gibi kozama çekilmiş, kendi hâlimde, politikaya bulaşmadan yaşıyorum. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
sifonu çekilmek — sifondaki su boşaltılmak Yukarı katların birinde bir sifon çekiliyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük