-
1 çekicilik
-
2 çekicilik
bir kadının cinsel çekiciliği die sexuelle Anziehungskraft einer Frau -
3 çekicilik
озвонч. -ği1) привлека́тельность, притяга́тельность2) физ. тя́говая си́ла -
4 çekicilik
сөйкемлек; сөйкемлелек -
5 çekicilik
n. attraction, attractiveness, charisma, allurement, appeal, charm, glamour [Brit.], glamor, witchery, sex appeal, sexiness, desirability, seduction, pull, romance, affinity, comeliness, fascination, gilt, oomph--------pron. it* * *1. allure 2. appealingness 3. attractiveness 4. charm 5. charm (n.) -
6 çekicilik
urok; wdzięk -
7 çekicilik
-
8 çekicilik
جاذبية -
9 çekicilik
جاذبية [جاذِبيَّة]Anlamı: çekici olma durumu -
10 çekicilik
attractiveness, charm, appeal, allure -
11 çekicilik
attractiveness. -
12 çekicilik
kouzlo; půvab; šarm -
13 dikkat çekicilik
strikingness -
14 kişisel çekicilik
personal magnetism -
15 cinsel çekicilik
n. sexiness -
16 cinsel çekicilik
sex appeal -
17 zarif
1. رقيق [رَقِيق]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan2. طيب [طَيِّب]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan3. ظريف [ظَرِيف]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan4. فكه [فَكِه]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan5. كيس [كَيِّس]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan6. لطيف [لَطِيف]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan7. مؤنق [مؤنق]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan8. معسول [مَعْسُول]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan9. مليح [مَلِيح]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan10. منكت [مُنَكِّت]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan11. نكات [نَكَّات]Anlamı: çekicilik, biçim, görünüş, durum ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen olan -
18 albeni
1. جاذبية [جاذِبيَّة]Anlamı: alım, çekicilik, cazibe2. جمال [جَمَال]Anlamı: alım, çekicilik, cazibe -
19 cazibe
1. اجتذاب [اِجْتِذَاب]Anlamı: alım, alımlılık, çekicilik2. انجذاب [اِنْجِذَاب]Anlamı: alım, alımlılık, çekicilik -
20 albeni
charm, appeal, attraction alým, çekicilik, cazibe
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çekicilik — is., ği 1) Çekici olma durumu, alım, albeni, alımlılık, cazibe 2) fiz. Çekme gücü Mıknatısın çekiciliği. Birleşik Sözler ilgi çekicilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgi çekicilik — is., ği İlgi çekici olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
albeni — is. Çekicilik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller albeni vermek albenisi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alım — is. 1) Alma işi 2) Kurum, çalım, gurur 3) mec. Çekicilik O ne eda, o ne alım, o ne çalım. H. R. Gürpınar Birleşik Sözler alım çalım alım satım dış alım ön alım spot alım … Çağatay Osmanlı Sözlük
alımlılık — is., ğı Çekicilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazibe — is., Ar. cāẕibe 1) Çekicilik O zaman Çamlıca nın bir cazibesi, tamamen millî olmasıydı. A. Ş. Hisar 2) fiz. Çekim Birleşik Sözler cazibe kanunu arz cazibesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelgel — is., hlk. 1) Albeni, alım, çekicilik 2) Başa takılan elmas veya altın iğne … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seksapel — is., İng. sex appeal Cinsel cazibe, cinsel çekicilik Öğürtü sahnesinde enfesti; hele yeni kocasından utanması şaheserdi, seksapelin ta kendisiydi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarif — sf., Ar. ẓarīf 1) Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen Camilerimizdeki o zarif çizgilerin şiirini bir daha duyacak. O. S. Orhon 2) Beğenilir ve nükteli (dil, konuşma vb.) Zarif bir söz. 3) İnce,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
câzibe — (A.) [ ﻪﺑذﺎﺝ ] çekicilik … Osmanli Türkçesİ sözlüğü