-
1 çatlamak
çatlamak platzen (a fig Kopf); zerspringen;meraktan çatlamak vor Neugier fast umkommen;çatlama! fam nicht so hitzig! -
2 çatlamak
vi1) platzen, berstenmeraktan/sabırsızlıktan \çatlamak vor Neugier/Ungeduld platzen [o bersten] -
3 çatlamak
тре́скаться* * *1) тре́скаться, ло́паться, растре́скиватьсяcam çatladı — стекло́ тре́снуло
dudakları çatladı — у неё потре́скались гу́бы
2) - den му́читься, страда́ть, терза́ться, испы́тывать му́киcan sıkıntısından çatlamak — умира́ть с тоски́
çocuk ağlamaktan çatlıyor — ребёнок зака́тывается от пла́ча
meraktan çatlamak — а) сгора́ть / умира́ть от любопы́тства; б) сходи́ть с ума́ от беспоко́йства и т. п.
•• -
4 çatlamak
v. crack, split, craze, dehisce, burst, die of exhaustion, cleave, fracture, spring--------çatlamak (cilt)v. chap -
5 çatlamak
растрескиваться, трескаться, лопатьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > çatlamak
-
6 çatlamak
derizîn--------terkîn -
7 çatlamak
-
8 çatlamak
чэн, мачэ, зэгоутын, зэгочын -
9 çatlamak
"to crack, to split, to fracture; (cilt) to chap; (dalga) to break; to burst with impatience; to die (from overeating); to go mad (from jealousy)" -
10 çatlamak
"1. to crack, split. 2. (for skin) to crack, chap. 3. /dan/ to be near death or die from (overeating, overdrinking, fatigue, or excessive crying). 4. /dan/ to be consumed by, be eaten up with (jealousy, curiosity, or loneliness); to be ready to explode from, feel like screaming because of (boredom or anger); to be crushed by (grief). 5. (for a wave) to break. çatlasa da (patlasa da) colloq. no matter how hard he tries, no matter what he does: Çatlasa da patlasa da onun dediğini yapmayacağım. No matter how hard he pushes me, I won´t do what he says. çatlayan dalga breaker. çatlayası colloq. damned, darned." -
11 çatlamak
çatlamaq -
12 çatlamak
pęknięcie; wybuch -
13 alın damarı çatlamak
потеря́ть вся́кий стыд, обнагле́ть -
14 ar damarı çatlamak
быть бессты́жим, потеря́ть вся́кий стыд -
15 çatır çatır çatlamak
тре́скаться, ло́паться с тре́ском -
16 ar damarı çatlamak
to lose all sense of shame -
17 göbeği çatlamak
to exert oneself to the utmost -
18 hasetten çatlamak
to be green with envy -
19 hırsından çatlamak
to be ready to burst with anger -
20 kıskançlıktan çatlamak
to be green with envy
См. также в других словарях:
çatlamak — nsz 1) Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak Bardak çatladı. 2) Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. A. H. Tanpınar 3) mec. Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatır çatır çatlamak — 1) çok çatlamak Kızgın güneşe maruz bırakılmış çam fıstıkları çatır çatır çatlıyor, sapır sapır dökülüyordu. E. E. Talu 2) çok kıskanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meraktan çatlamak — merakından çatlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağlamadan çatlamak — gerekli olgunluğa erişmeden olgun davranışlarda bulunmak, büyüklük taslamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırsından çatlamak — öfkeyle birlikte aşırı derecede kıskanmak Ben kısa yazamıyorum öykülerimi diye hırsımdan çatlıyorum. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
göbeği çatlamak — birçok güçlüğü yenmek için çok uğraşmak Meclisten geçirinceye kadar göbeğim çatlamıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
merakından çatlamak — 1) çok kaygılanmak 2) bir şeyi öğrenmek isteğini aşırı ölçüde duymak Rica ederim söyleyiniz, merakımdan çatlayacağım. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı çatlamak — başı çok ağrımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büksülmek — çatlamak, yanlmak II, 229 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yarılmak — çatlamak, kanamak … Beypazari ağzindan sözcükler
merak — is., Ar. merāḳ 1) Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım. H. Taner 2) Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği Öteden beri güzel giyinmeye, güzel … Çağatay Osmanlı Sözlük