-
1 нахмуренный
-
2 срастаться
несов.; сов. - срасти́сьkaynamak, kaynaşmakсло́манная кость сросла́сь — kırılan kemik kaynadı
сро́сшиеся бро́ви — çatık kaşlar
(две) сро́сшиеся сли́вы — çatak / ikiz erik
См. также в других словарях:
çatık — sf., ğı Çatılmış olan O çatık kara kaşlı, al yanaklı hanımın kucağına oturmak lazım gelmişti. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler çatık çehre çatık kaş çatık surat çatık yüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık kaşlılık — is., ğı Çatık kaşlı olma durumu Bunca çatık kaşlılık arasında bilgelik nasıl barınabilir? T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık surat — is. Çatık yüz ... tepemde Topal Hocanın çatık suratını gördüm. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık yüz — is. Öfkeli yüz, çatık çehre, çatık surat … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık yüzlü — sf. Yüzü asık olan, çatık çehreli, çatık suratlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık çehre — is. Çatık yüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık çehreli — sf. Çatık yüzlü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık kaş — sf. Kaşları birbirine çok yakın ve çatık olan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık kaşlı — sf. Kaşları birbirine çok yakın ve çatık olan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatık suratlı — sf. Çatık yüzlü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ABUS — Çatık çehreli. asık yüzlü. Yüzü ekşi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük