-
1 стараться
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > стараться
-
2 ploeteren
çabalamak [-ar] v -
3 zich inspannen
çabalamak [-ar] v -
4 zwoegen
çabalamak [-ar] v -
5 çapalamaq
çabalamak -
6 дағдару
çabalamak -
7 құлшыну
çabalamak -
8 тырбану
çabalamak -
9 дағдару
çabalamak -
10 құлшыну
çabalamak -
11 тырбану
çabalamak -
12 çapalamaq
çabalamak -
13 порываться
çabalamak, kalkmak -
14 go for
çabalamak, gayret etmek, bulmak, çıkmak, gezmeye çıkmak, geçerli olmak, sataşmak, dil uzatmak, takdir etmek* * *(to attack physically or in words: The two dogs went for each other as soon as they met.) saldırmak -
15 اجتهد
çabalamak; didinmek -
16 προσπαθώ
çabalamak, uğraşmak -
17 endeavour
n. uğraş, çaba, gayret————————n. çabalamak, uğraşmak, çaba harcamak, gayret etmek, çalışmak* * *[in'devə] 1. verb(to attempt; to try (to do something): He endeavoured to attract the waiter's attention.) uğraşmak, çabalamak2. noun(an attempt: He succeeded in his endeavour to climb the Everest.) çaba, gayret, girişim -
18 scramble
n. güçlükle ilerleme, tırmanış, çabalama, mücâdele, motokros yarışı, acele havalanma————————v. çabalamak, sürünerek ilerlemek, güçlükle ilerlemek, mücâdele vermek, karıştırmak, çırpmak [yum.], yağda pişirmek* * *1. karıştır 2. tırman (v.) 3. tırmanma (n.)* * *['skræmbl] 1. verb1) (to crawl or climb quickly, using arms and legs: They scrambled up the slope; He scrambled over the rocks.) tırmanmak2) (to move hastily: He scrambled to his feet.) fırlayıp...-mak3) ((with for) to rush, or struggle with others, to get: The boys scrambled for the ball.) çabalamak4) (to distort (a telephone message etc) so that it can only be received and understood with a special receiver.) karıştırmak2. noun((sometimes with for) an act of scrambling; a rush or struggle: There was a scramble for the best bargains.) itişip kakışma, çekişme- scrambled eggs
- scrambled egg -
19 struggle
n. boğuşma, çırpınma, uğraşma, mücâdele, savaş, gayret, çaba, uğraş, zahmet, çabalama————————v. boğuşmak, savaşmak, mücâdele etmek, çabalamak, çalışmak, çırpınmak, debelenmek, uğraşmak* * *1. çabala (v.) 2. mücadele (n.)* * *1. verb1) (to twist violently when trying to free oneself: The child struggled in his arms.) çabalamak, çırpınmak2) (to make great efforts or try hard: All his life he has been struggling with illness / against injustice.) canını dişine takıp uğraşmak3) (to move with difficulty: He struggled out of the hole.) güçlükle hareket etmek2. noun(an act of struggling, or a fight: The struggle for independence was long and hard.) mücadele -
20 силиться
разг.çabalamak, gayret etmek, zorlanmak
См. также в других словарях:
çabalamak — nsz 1) Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak 2) Bir işi başarmak için uğraşmak, gayret etmek Çalış, didin, çabala; aklını, bilgini ve emeğini ortaya koy, bir şeyler elde et. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çabalama kaptan ben gidemem … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalışıp çabalamak — çok gayret göstermek Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
pala sürtmek — çabalamak, uğraşmak Biz de az çok pala sürttük. M. A. Ersoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
katıglanmak — çabalamak, uğra;mak II, 268, 270; III, 159 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kedlemek — çabalamak. III, 299, 300 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boğuşmak — nsz, le 1) Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek 2) Mücadele etmek Kumar, talihle alt alta, üst üste boğuşmaktır. M. Seyda 3) mec. Çabalamak, altından kalkmaya çalışmak, uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cedelleşmek — le, hlk. 1) Tartışmak, münakaşa etmek, cebelleşmek 2) Uğraşmak, çabalamak, cebelleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cehdetmek — e, der, esk., Ar. cehd + T. etmek Çalışıp çabalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çabalama — is. Çabalamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalışmak — nsz 1) Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak Bu eser için üç yıl çalıştım. 2) Herhangi bir iş üzerinde olmak 3) İşi veya görevi olmak, bulunmak Kışları onun mandırasında çalışıyor. H. Taner 4) Makine veya aletler işe yarar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekişmek — nsz, le 1) İki yönünden karşılıklı çekmek Halat çekişmek. 2) Bir şeyi birbirine karşı çekmek Bıçak çekişmek. 3) Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek Kura çekiştiler. 4) mec. Ağız kavgası etmek Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin … Çağatay Osmanlı Sözlük