-
1 çıkagelmek
нае́хать* * *неожи́данно появи́ться / прийти́; объяви́ться -
2 çıkagelmek
вдруг появи́ться, внеза́пно прийти́; неожи́данно объяви́тьсяbirdenbire önüme çıkageldi — он неожи́данно появи́лся передо мно́й
-
3 sipsivri
1.о́чень о́стрый, отто́ченный (о кончике чего-л.)2.напрями́к; откры́то; категори́чески◊
sipsivri çıkagelmek — неожи́данно появи́ться, вы́расти как из-под земли́◊
sipsivri kalmak — быть вдруг все́ми поки́нутым
См. также в других словарях:
çıkagelmek — nsz Beklenmedik bir zamanda gelmek Hey gidi Miralay Ferit, hiç değişmez, çıkınında biraz üzüm, biraz incir, ağzında acı tatlı türlü savaş anısı, böyle çıkagelir. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkagelme — is. Çıkagelmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
damlamak — e 1) Damla durumunda tane tane düşmek Örtüye yağ damlamış. 2) nsz İçindekini damla damla akıtmak Musluk damlıyor. 3) nsz, e, mec. Bir yere çağrılmadan, çekinmeden gitmek, çıkagelmek Herkes yattıktan sonra şu fıstık ağacının altına damla. P. Safa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sökmek — i, er 1) Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür. Y. Kemal 2) Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak Makineyi sökmek. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne gelmek — (bir şeyin) bir şey yapılırken veya konuşulurken çıkagelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük