-
1 porosion
çıkıntı -
2 protrusion
çikinti -
3 jut
çıkıntı -
4 porosion
çıkıntı -
5 prominence
çıkıntı -
6 protrusion
çıkıntı -
7 выступ
-
8 jut out
çıkıntı yapmak, çıkmak* * *çıkıntı yap -
9 выступ
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > выступ
-
10 свес
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > свес
-
11 уступ
çıkıntı, içeriye çekme, girintiТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > уступ
-
12 stick out
çıkıntı yapmak, çıkmak, besbelli olmak, bariz olmak, dayatmak, diretmek, uzatmak, çıkarmak, dayanmak, katlanmak* * *çıkar* * *1) (to (cause to) project; His front teeth stick out; He stuck out his tongue.) uzanmak, çıkmak, uzatmak, çıkarmak2) (to be noticeable: She has red hair that sticks out in a crowd.) göze çarpmak -
13 مجسم
çıkıntı; mücessem -
14 προεξέχω
çıkıntı oluşturmak -
15 Vortreten
çıkıntı oluşturmaköne çıkmak -
16 ness
çikinti, burun -
17 prominence
çikinti; ün; önem, göze batma; fiskirma -
18 jut out
çıkıntı yap -
19 protrude
çıkıntı yap -
20 bulge
n. şiş, tümsek, çıkıntı, geçici artış, şişkinlik, fazlalık————————v. çıkıntı yapmak, şişmek, esnemek, pörtlemek* * *1. çıkıntı yap (v.) 2. çıkıntı (n.)* * *1. noun(a swelling: the bulge of her hips.) şiş(kinlik), çıkıntı2. verb(to swell out: His muscles bulged.) şiş(ir)mek, şişkinlik/çıkıntı yapmak
См. также в других словарях:
çıkıntı — is. 1) Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Bir metni düzeltmek veya ona bir şey eklemek için satır dışına yazılan yazı, çıkma 3) argo Kambur Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikensi çıkıntı — is., anat. Omurların, sırt boyunca alt alta duran kemik çıkıntıları … Çağatay Osmanlı Sözlük
ketimik — çıkıntı … Beypazari ağzindan sözcükler
tahşiye — çıkıntı yapmak … Hukuk Sözlüğü
hörgüç — is., cü 1) Devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı 2) mec. Bu çıkıntıya benzeyen tümsek, çıkıntı Yüksek yaylalara hörgüçler gibi çökmüş dağları ile ufkumuzu kapladı. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
korniş — is., Fr. corniche 1) Perde asmaya yarayan, metal veya plastikten yapılmış araç 2) mim. Çerçeve biçiminde oymalı çıkıntı 3) Sarp, kayalık çıkıntı ... Küçük Çamlıca nın kornişinde sıra sıra park etmiş son model arabalar duruyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
meme — is., anat. 1) Yavrularını emzirmek için, memelilerin göğsünde türlü biçim ve sayıda bulunan, meme başı denilen çıkıntıları olan organ, bicik, emcek, emcik 2) Bazı araçların meme başına benzeyen bölümü Tam topu şişirmiş, memesini bağlıyordu. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız bağı — is., den. Bir kancanın ağız bölümüne ince bir halatı birkaç kez sıkıca dolayarak oluşturulan çıkıntı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağız bağı yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpacık — is., ğı, tıp 1) Göz kapağının kenarında çıkan küçük çıban, it dirseği 2) Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun en ileri bölümünde bulunan ve nişan alırken gezle birlikte göz ile hedef arasında aynı çizgi üzerine getirilen küçük çıkıntı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyin üçgeni — is., anat. Beynin alt tarafındaki üç kıvrımlı yuvarlak çıkıntı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cumba — is., mim. 1) Yapıların üst katlarında, ana duvarların dışına, sokağa doğru çıkıntı yapmış balkon Yola uzanan cumbaların altındaki destekler büyük annelerimizin sarkık gerdanlarına benzerdi. A. Ş. Hisar 2) Eski evlerde pencere hizasından sokağa… … Çağatay Osmanlı Sözlük