-
1 voll
voll [f-]voller ile dolu; Schmutz, Flecken usw a ile kaplı;eine volle Stunde tam bir saat;mit voller Lautstärke sesi sonuna kadar açılmış;volles Vertrauen tam güven2. adv (völlig) bütünüyle, tamamen; zahlen usw tam (ücret ödemek vs); fam (direkt, genau) tam, (dos)doğru;voll arbeiten tam gün çalışmak;voll besetzt oturacak yeri kalmamış;voll gepackt, voll gepfropft, voll gestopft adj fam tıka basa dolu;(nicht) für voll nehmen tam ciddiye al(ma)mak;voll füllen tamamen doldurmak;voll machen fam Kind altına yapmak;die Hosen voll machen donuna yapmak;voll packen ( mit -le) tamamen doldurmak;sich voll saugen ( mit -i) emip şişmek;voll schreiben doldurmak (yazarak);voll stopfen tıka basa doldurmak;voll tanken (depoyu) tam/ful doldurmak;bitte voll tanken! (depoyu) ful yapar mısınız?;voll und ganz baştan aşağı, büsbütün
См. также в других словарях:
çalakalem — zf. Gelişigüzel, durmadan yazarak Delegasyonumuz aleyhine çalakalem bir polemiğe girişmiş bulunuyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
müstensih — is., esk., Ar. mustensiḫ 1) İstinsah eden, kitap vb. eserleri yazarak kopya eden kimse 2) Yazıları çoğaltma makinesi, teksir makinesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tedbirli — sf. 1) Önceden hazırlıklı davranan, önlemini zamanında alan, müdebbir Terbiyeli, tedbirli, ağzı sıkı, aklı başında bir hizmetçi arıyorlar. H. R. Gürpınar 2) zf. Hazırlıklı bir biçimde, önceden düşünerek Mektubunu yazı makinesinde yazarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazı emekçisi — is. Hayatını yazı yazarak kazanan kimse Kendilerini yazı emekçisi olarak görenler çok küçük bir azınlık oluştururlar; sanatçılık kaygısı hep ağır basar. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEŞREN — Yayılmak suretiyle, neşir yoluyla. Yazarak, dağıtarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük