-
1 fullvuxen
adjektiv1. fuldvoksen, stor, voksen, fuldt udvikletJo tack, våra tvillingpojkar mår bra, de äter som två fullvuxna karlar! (udt.: karar)
Jo tak, vores tvillingedrenge har det godt, de spiser som to fuldvoksne mænd!
2. voksen, modenAnna-Lisa blir visst aldrig fullvuxen, hon bara flamsar omkring!
A.-L. bliver vist aldrig voksen, hun fjoller bare tankeløst rundt!
-
2 kåre
substantiv1. brise, vindpust2. gys(ning) -
3 storväxt
adjektiv1. høj og kraftig, tyk, granvoksenStorväxta (storvuxna) karlar (udt. karar)
-
4 fullvuxen
adjektiv1. fuldvoksen, stor, voksen, fuldt udvikletJo tack, våra tvillingpojkar mår bra, de äter som två fullvuxna karlar! (udt.: karar)
Jo tak, vores tvillingedrenge har det godt, de spiser som to fuldvoksne mænd!2. voksen, modenAnna-Lisa blir visst aldrig fullvuxen, hon bara flamsar omkring!
A.-L. bliver vist aldrig voksen, hun fjoller bare tankeløst rundt! -
5 kåra
verbum1. blæse en lille smule, lufte (ikke så almindeligt) -
6 kåre
substantiv1. brise, vindpust2. gys(ning) -
7 ryggrad
substantiv1. rygrad, rygsøjle (også i overført betydning) (anatomi m.m.)Om du har värk som strålar ner längs ryggraden, ner i höften och benen, beror det oftast på problem i ischiasnerven i ryggraden
Hvis du har smerter der stråler ned langs med ryggraden, ned i hoften og benene, skyldes det oftest problemer i ischiasnerven i rygraden2. mod, evne til at være stærk og gøre det rette, karakterstyrkeVi havde ikke mod nok til at sige, hvad vi menteSærlige udtryk:Det sidder i rygmarven, noget man har gjort mange gange før -
8 storväxt
adjektiv1. høj og kraftig, tyk, granvoksenStorväxta (storvuxna) karlar (udt. karar)
См. также в других словарях:
karar — is., Ar. ḳarār 1) Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim. R. N. Güntekin 2) huk. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm Yargıç kararı. 3) Bu yargıyı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KARAR — Değişmez hâle gelmek. * Sabit ve sakin olmak. * Ne az ne çok olan tam ölçü. Ölçülülük. * Gitmeyip kalmak. * Oturaklı yer. Sâkin olacak yer. * Anlaşılan ve sabit hâle gelen son karar sözü. * Mahkemece verilen son söz ve neticeye bağlama. *… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar altına almak — karar vermek, kararlaştırmak Dün akşam size tesadüf ettiğimde bunu karar altına almıştık. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
KARAR-I SERİ — Acele karar, seri karar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar kılmak — birçok şeyi deneyip birini seçmek Tekrar masa başına dönmekten zevkli bir iş bulamayacağımda karar kıldım. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
karar vermek — bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak Hatta telefon bile etmemeye karar vermişti. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
KARAR-I KAT'Î — Dâvâyı neticelendiren kesin karar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar — m IV, D. u, Ms. karararze; lm M. y przestarz. «marmur kararyjski; karara» … Słownik języka polskiego
karar — (A.) [ راﺮﻗ ] 1. durma. 2. devamlılık. 3. yeterli ölçü … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
karar — Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm … Hukuk Sözlüğü
karar almak — bir davayı, bir sorunu sonuca bağlamak Artık ayrılmayalım diye kararlar alıyor fakat bir türlü tatbike geçemiyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük