-
101 underplay
v. kötü oynamak, rolün hakkını vermemek, kasten el vermek (iskambil) -
102 canasta
n. kanasta (iskambil) -
103 cardsharp
n. hilebaz, hilebaz (iskambil) -
104 cardsharper
n. hilebaz, hilebaz (iskambil) -
105 cartomancy
n. kâğıt falcılığı, iskambil falcılığı -
106 cayenne
n. kırmızı biber, arnavut biberi, çok acı biber, iskambil oyunu -
107 court card
resimli iskambil kâğıdı, surat -
108 facedown
adv. resimli tarafı kapalı olarak (iskambil kâğıdı), ters, yüzükoyun————————n. güç denemesi, yüzleşme -
109 picture card
suratlı iskambil kâğıdı, papaz vale ya da kiz -
110 piquet
n. piket, bir tür iskambil oyunu -
111 playing cards
oyun kâğıtları, iskambil kâğıtları -
112 reshuffle
v. tekrar karıştırmak, çaprazlamak, yeniden karmak (iskambil), karşılıklı değiştirmek -
113 rummy
adj. tuhaf, garip, acayip, komik————————n. remi (iskambil oyunu) -
114 underplay
v. kötü oynamak, rolün hakkını vermemek, kasten el vermek (iskambil) -
115 Kartenhaus
Kartenhaus n MAR harita dairesi; iskambil kağıdından ev -
116 Kartenleger
Kartenleger m, Kartenlegerin f (iskambil falı açan) falcı -
117 Kartenlegerin
Kartenleger m, Kartenlegerin f (iskambil falı açan) falcı -
118 Kartenspiel
Kartenspiel n iskambil oyunu; (Karten) deste -
119 legen
legen <h>1. v/t koymak, yatırmak; Eier yumurtlamak;er legte die Entscheidung in meine Hände kararı bana bıraktı; Haare bigudiye sarmak;Karten legen (wahrsagen) iskambil falı açmak -
120 fal
fal Orakel n; Wahrsagung f;fal açmak wahrsagen;iskambil falı açmak Karten legen;kahve falına bakmak aus dem Kaffeesatz wahrsagen;fal taşı etwa Zauberspiegel m
См. также в других словарях:
iskambil — is. 1) Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı. O. C. Kaygılı 2) Bu kartların 52 tanesinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskambil kâğıdı — is. İskambil İskambil kâğıtlarını karıştırıyorum, kendi kendime söyleniyorum. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iskambil kâğıdı gibi devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskambil kâğıdı gibi devrilmek — birer birer ve birbiri ardı sıra devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt açmak — iskambil kâğıtlarını oyunculara dağıttıktan sonra koz olacak kâğıdın yüzünü çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maça kızı — is. 1) İskambil destesinde maça dizisinde yer alan kız 2) Bir tür iskambil oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
altılı — sf. 1) Altı parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altı tane bulunan Altılı şamdan. 2) is. İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul 3) is. Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşan nazım biçimi 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
altmışaltı — is. Altmış altı sayı almakla kazanılan bir çeşit iskambil oyunu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller altmışaltıya bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
as — 1. is., hay. b. Kakım 2. is., Fr. as 1) İskambil kâğıtlarında birli 2) sf. Bir işte başta gelen (kimse veya şey) As oyuncu. Birleşik Sözler assolist astasım … Çağatay Osmanlı Sözlük