-
1 iskambil
iskambil Kartenspiel n; Spielkarte f;iskambil kağıdı gibi devrilmek wie ein Kartenhaus zusammenfallen -
2 iskambil
-
3 iskambil
игра́льная ка́рта, ка́ртыiskambil falı — гада́ние на ка́ртах
iskambil kâğıdı — игра́льная ка́рта; игра́льные ка́рты
iskambil oynamak — игра́ть в ка́рты
kaçlı iskambil? — кака́я ка́рта?
••- iskambilden bir şato gibi dağılmak
- iskambilden şatolar kurmak -
4 iskambil
[игра́льная] ка́рта; ка́рты -
5 iskambil
-
6 iskambil
"playing card(s); card game; pack/deck of cards" -
7 iskambil
1. (any) card game. 2. playing card. 3. deck of cards. - kâğıdı 1. playing card. 2. deck of cards. - kâğıdı gibi devrilmek to fall like a house of cards. - oynamak to play cards. - oyunu card game. -
8 iskambil
oyun kartı, qumar kağızı -
9 iskambil kâğıdı
Spielkarte f -
10 iskambil oyunu
Kartenspiel nt -
11 iskambil kâğıdı gibi devrilmek
= iskambilden bir şato gibi dağılmak рассы́паться как ка́рточный до́мик -
12 iskambil kağıdı
карта -
13 iskambil beşlisi
cinque -
14 iskambil destesi
n. deck* * *deck of cards -
15 iskambil kâğıdı
n. card* * *playing card -
16 iskambil oyunu
n. cayenne* * *whist -
17 iskambil oyununa karış
kibitz -
18 iskambil falcılığı
n. cartomancy -
19 iskambil kâğıdından ev
n. house of cards -
20 iskambil kâğıtları
n. playing cards
См. также в других словарях:
iskambil — is. 1) Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı. O. C. Kaygılı 2) Bu kartların 52 tanesinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskambil kâğıdı — is. İskambil İskambil kâğıtlarını karıştırıyorum, kendi kendime söyleniyorum. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iskambil kâğıdı gibi devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskambil kâğıdı gibi devrilmek — birer birer ve birbiri ardı sıra devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt açmak — iskambil kâğıtlarını oyunculara dağıttıktan sonra koz olacak kâğıdın yüzünü çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maça kızı — is. 1) İskambil destesinde maça dizisinde yer alan kız 2) Bir tür iskambil oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
altılı — sf. 1) Altı parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altı tane bulunan Altılı şamdan. 2) is. İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul 3) is. Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşan nazım biçimi 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
altmışaltı — is. Altmış altı sayı almakla kazanılan bir çeşit iskambil oyunu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller altmışaltıya bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
as — 1. is., hay. b. Kakım 2. is., Fr. as 1) İskambil kâğıtlarında birli 2) sf. Bir işte başta gelen (kimse veya şey) As oyuncu. Birleşik Sözler assolist astasım … Çağatay Osmanlı Sözlük