-
1 go cart
oyuncak bebek arabası, çocuk arabası, tay tay arabası, bebek arabası, yürüme arabası (bebek), yarış arabası -
2 go cart
oyuncak bebek arabası, çocuk arabası, tay tay arabası, bebek arabası, yürüme arabası (bebek), yarış arabası -
3 barrow
n. tümsek, tepecik, höyük; el arabası, çekçek; hadım edilmiş domuz* * *el arabası* * *['bærəu]1) (a wheelbarrow.) el arabası2) (a small (usually two-wheeled) cart.) seyyar satıcı arabası3) (a mound of earth piled up over the graves of important people in prehistoric times.) höyük, tümülüs -
4 cart
n. at arabası, el arabası, çekçek, araba————————v. araba ile taşımak* * *1. araba 2. araba ile taşı (v.) 3. yük arabası (n.)* * *1. noun1) (a two-wheeled (usually horse-drawn) vehicle for carrying loads: a farm cart.) iki tekerlekli araba2) ((American) a small wheeled vehicle pushed by hand, for carrying groceries, golf clubs etc.) el arabası2. verb1) (to carry (in a cart): He carted the manure into the field.) (arabayla) taşımak2) (to carry: I don't want to cart this luggage around all day.) taşımak• -
5 stagecoach
n. posta arabası, menzil arabası* * *posta arabası* * *noun (a closed vehicle pulled by horses that travelled in former times along a regular route and carried passengers and mail.) at arabası -
6 trolley
n. el arabası, yük arabası, servis masası, tramvay vagonu, tramvaya elektrik veren kol* * *yük arabası* * *['troli]1) (a type of small cart for carrying things etc: She quickly filled the trolley with groceries.) el arabası2) ((also tea-trolley, (American) teacart) a small cart, usually consisting of two or three trays fixed on a frame, used for serving tea, food etc: She brought the tea in on a trolley.) servis masası• -
7 chariot
n. iki tekerlekli araba* * *1. iki tekerlekli at arabası 2. savaş arabası* * *[' æriət](a two-wheeled vehicle used in ancient warfare or racing.) savaş arabası -
8 coach
n. posta arabası, at arabası, fayton, otobüs, limuzin(Argo), çalıştırıcı, yolcu vagonu, ucuz tarifeli bölme; ekonomi klas; antrenör, koç; özel hoca————————v. eğitmek, yetiştirmek, hazırlamak, özel ders vermek, antrenman yaptırmak, özel hocalık yapmak; araba ile gezmek* * *1. özel ders ver (v.) 2. yolcu arabası (n.) 3. yolcu otobüsü* * *[kəu ] 1. noun1) (a railway carriage: The last two coaches of the train were derailed.) vagon2) (a bus for tourists etc.) otobüs3) (a trainer in athletics, sport etc: the tennis coach.) antrenör4) (a private teacher: They employed a coach to help their son with his mathematics.) özel öğretmen5) (a four-wheeled horsedrawn vehicle.) araba2. verb(to prepare (a person) for an examination, contest etc: He coached his friend for the Latin exam.) özel ders vermek; sınava/yarışmaya hazırlamak- coachman -
9 hearse
n. cenaze arabası* * *cenaze arabası* * *[hə:s](a car used for carrying a dead body in a coffin to a cemetery etc.) cenaze arabası -
10 pram
n. çocuk arabası [brit.], norveç balıkçı teknesi* * *çocuk arabası* * *[præm]((American baby buggy/carriage) a kind of small carriage on wheels for carrying a baby, pushed by its mother etc.) bebek arabası -
11 wheelbarrow
n. el arabası* * *el arabası* * *noun (a small carrier with one wheel at the front, and two legs and two handles at the back: He used a wheelbarrow to move the manure to the back garden.) el arabası -
12 baby carriage
bebek arabası, çocuk arabası* * *çocuk arabası -
13 jaunting car
n. gezinti arabası, iki tekerli at arabası* * *irlanda arabası -
14 pushcart
n. el arabası, çekçek, seyyar satıcı arabası* * *el arabası -
15 tumbrel
n. kağnı, at arabası (yük), cephane arabası, suçluların idam yerine götürüldüğü araba [fr.]* * *çiftçi arabası -
16 Dienstwagen
( einer Firma) şirket arabası, firma arabası; ( für höhere Beamten) makam arabası -
17 waggon
dört tekerlekli yük arabasi, at arabasi, kagni; yük vagonu; üzerinde yiyecek tasinan küçük el arabasi -
18 тачка
-
19 телега
at arabası* * *жyük / at arabası -
20 тележка
el arabası, yük arabasıТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > тележка
См. также в других словарях:
arabaşı — is. Hindi veya tavuk etiyle hazırlanan, pişmiş ve dondurulmuş hamur ile birlikte yenen çorba … Çağatay Osmanlı Sözlük
öküz arabası — is. Öküz koşulmuş araba Çeşmenin önünde birkaç öküz arabası ve bir dizi kağnı dinleniyor. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller öküz arabası gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çöp arabası — is. 1) Süprüntülerin, atıkların taşındığı araba Medine şehri arabası, İstanbul çöp arabalarının aynıdır. F. R. Atay 2) mec. İşe yaramaz, değersiz, kaba saba kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ordövr arabası — is. Ordövrlerin servisinde kullanılan küçük el arabası … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanzifat arabası — is., esk. Temizlik arabası … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatar arabası — is., esk. Posta arabası Tatar arabalarını boyalarla süsleyen boyacıya tabelasını yazdırmak için günlerce uğraşmıştı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
top arabası — is., ask. Sahra topunun oturtulmuş bulunduğu tekerlekli taşıt Her tarafı top arabası ile geziyorduk. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
at arabası — is. Çeşitli yükleri taşımak için kullanılan, dört tekerlekli, at koşulmuş taşıt … Çağatay Osmanlı Sözlük
domuz arabası — is. Ağır yükleri yakın yerlere taşımak için kullanılan, ufak tekerlekli, üstü düz, alçak araba … Çağatay Osmanlı Sözlük
el arabası — is. Elle sürülen taş, toprak vb. taşımaya yarayan, tek tekerlekli ve iki kollu, küçük araba … Çağatay Osmanlı Sözlük
kağnı arabası — is. Kağnı Şimdi önümüzde bir kağnı arabasının yılankavi çizgileri uzanıyor. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük