Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

(at+arabası)

  • 1 go cart

    oyuncak bebek arabası, çocuk arabası, tay tay arabası, bebek arabası, yürüme arabası (bebek), yarış arabası

    English-Turkish dictionary > go cart

  • 2 go cart

    oyuncak bebek arabası, çocuk arabası, tay tay arabası, bebek arabası, yürüme arabası (bebek), yarış arabası

    English-Turkish dictionary > go cart

  • 3 barrow

    n. tümsek, tepecik, höyük; el arabası, çekçek; hadım edilmiş domuz
    * * *
    el arabası
    * * *
    ['bærəu]
    1) (a wheelbarrow.) el arabası
    2) (a small (usually two-wheeled) cart.) seyyar satıcı arabası
    3) (a mound of earth piled up over the graves of important people in prehistoric times.) höyük, tümülüs

    English-Turkish dictionary > barrow

  • 4 cart

    n. at arabası, el arabası, çekçek, araba
    ————————
    v. araba ile taşımak
    * * *
    1. araba 2. araba ile taşı (v.) 3. yük arabası (n.)
    * * *
    1. noun
    1) (a two-wheeled (usually horse-drawn) vehicle for carrying loads: a farm cart.) iki tekerlekli araba
    2) ((American) a small wheeled vehicle pushed by hand, for carrying groceries, golf clubs etc.) el arabası
    2. verb
    1) (to carry (in a cart): He carted the manure into the field.) (arabayla) taşımak
    2) (to carry: I don't want to cart this luggage around all day.) taşımak

    English-Turkish dictionary > cart

  • 5 stagecoach

    n. posta arabası, menzil arabası
    * * *
    posta arabası
    * * *
    noun (a closed vehicle pulled by horses that travelled in former times along a regular route and carried passengers and mail.) at arabası

    English-Turkish dictionary > stagecoach

  • 6 trolley

    n. el arabası, yük arabası, servis masası, tramvay vagonu, tramvaya elektrik veren kol
    * * *
    yük arabası
    * * *
    ['troli]
    1) (a type of small cart for carrying things etc: She quickly filled the trolley with groceries.) el arabası
    2) ((also tea-trolley, (American) teacart) a small cart, usually consisting of two or three trays fixed on a frame, used for serving tea, food etc: She brought the tea in on a trolley.) servis masası

    English-Turkish dictionary > trolley

  • 7 chariot

    n. iki tekerlekli araba
    * * *
    1. iki tekerlekli at arabası 2. savaş arabası
    * * *
    [' æriət]
    (a two-wheeled vehicle used in ancient warfare or racing.) savaş arabası

    English-Turkish dictionary > chariot

  • 8 coach

    n. posta arabası, at arabası, fayton, otobüs, limuzin(Argo), çalıştırıcı, yolcu vagonu, ucuz tarifeli bölme; ekonomi klas; antrenör, koç; özel hoca
    ————————
    v. eğitmek, yetiştirmek, hazırlamak, özel ders vermek, antrenman yaptırmak, özel hocalık yapmak; araba ile gezmek
    * * *
    1. özel ders ver (v.) 2. yolcu arabası (n.) 3. yolcu otobüsü
    * * *
    [kəu ] 1. noun
    1) (a railway carriage: The last two coaches of the train were derailed.) vagon
    2) (a bus for tourists etc.) otobüs
    3) (a trainer in athletics, sport etc: the tennis coach.) antrenör
    4) (a private teacher: They employed a coach to help their son with his mathematics.) özel öğretmen
    5) (a four-wheeled horsedrawn vehicle.) araba
    2. verb
    (to prepare (a person) for an examination, contest etc: He coached his friend for the Latin exam.) özel ders vermek; sınava/yarışmaya hazırlamak
    - coachman

    English-Turkish dictionary > coach

  • 9 hearse

    n. cenaze arabası
    * * *
    cenaze arabası
    * * *
    [hə:s]
    (a car used for carrying a dead body in a coffin to a cemetery etc.) cenaze arabası

    English-Turkish dictionary > hearse

  • 10 pram

    n. çocuk arabası [brit.], norveç balıkçı teknesi
    * * *
    çocuk arabası
    * * *
    [præm]
    ((American baby buggy/carriage) a kind of small carriage on wheels for carrying a baby, pushed by its mother etc.) bebek arabası

    English-Turkish dictionary > pram

  • 11 wheelbarrow

    n. el arabası
    * * *
    el arabası
    * * *
    noun (a small carrier with one wheel at the front, and two legs and two handles at the back: He used a wheelbarrow to move the manure to the back garden.) el arabası

    English-Turkish dictionary > wheelbarrow

  • 12 baby carriage

    bebek arabası, çocuk arabası
    * * *
    çocuk arabası

    English-Turkish dictionary > baby carriage

  • 13 jaunting car

    n. gezinti arabası, iki tekerli at arabası
    * * *
    irlanda arabası

    English-Turkish dictionary > jaunting car

  • 14 pushcart

    n. el arabası, çekçek, seyyar satıcı arabası
    * * *
    el arabası

    English-Turkish dictionary > pushcart

  • 15 tumbrel

    n. kağnı, at arabası (yük), cephane arabası, suçluların idam yerine götürüldüğü araba [fr.]
    * * *
    çiftçi arabası

    English-Turkish dictionary > tumbrel

  • 16 Dienstwagen

    ( einer Firma) şirket arabası, firma arabası; ( für höhere Beamten) makam arabası

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Dienstwagen

  • 17 waggon

    dört tekerlekli yük arabasi, at arabasi, kagni; yük vagonu; üzerinde yiyecek tasinan küçük el arabasi

    English to Turkish dictionary > waggon

  • 18 тачка

    el arabası
    * * *
    ж

    Русско-турецкий словарь > тачка

  • 19 телега

    at arabası
    * * *
    ж
    yük / at arabası

    Русско-турецкий словарь > телега

  • 20 тележка

    Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > тележка

См. также в других словарях:

  • arabaşı — is. Hindi veya tavuk etiyle hazırlanan, pişmiş ve dondurulmuş hamur ile birlikte yenen çorba …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öküz arabası — is. Öküz koşulmuş araba Çeşmenin önünde birkaç öküz arabası ve bir dizi kağnı dinleniyor. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller öküz arabası gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çöp arabası — is. 1) Süprüntülerin, atıkların taşındığı araba Medine şehri arabası, İstanbul çöp arabalarının aynıdır. F. R. Atay 2) mec. İşe yaramaz, değersiz, kaba saba kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ordövr arabası — is. Ordövrlerin servisinde kullanılan küçük el arabası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tanzifat arabası — is., esk. Temizlik arabası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tatar arabası — is., esk. Posta arabası Tatar arabalarını boyalarla süsleyen boyacıya tabelasını yazdırmak için günlerce uğraşmıştı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • top arabası — is., ask. Sahra topunun oturtulmuş bulunduğu tekerlekli taşıt Her tarafı top arabası ile geziyorduk. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • at arabası — is. Çeşitli yükleri taşımak için kullanılan, dört tekerlekli, at koşulmuş taşıt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • domuz arabası — is. Ağır yükleri yakın yerlere taşımak için kullanılan, ufak tekerlekli, üstü düz, alçak araba …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el arabası — is. Elle sürülen taş, toprak vb. taşımaya yarayan, tek tekerlekli ve iki kollu, küçük araba …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kağnı arabası — is. Kağnı Şimdi önümüzde bir kağnı arabasının yılankavi çizgileri uzanıyor. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»