-
1 Diktat
Diktat n <Diktats; Diktate> dikte;ein Diktat schreiben dikte ödevi yapmak; fig emir -
2 Hausaufgaben
Hausaufgaben pl ev ödevi sg -
3 machen
1. v/t <h> (tun) yapmak; (herstellen) imal etmek; (verursachen) -e yol açmak; Essen hazırlamak; (in Ordnung bringen) düzeltmek; (reparieren) tamir etmek; (ausmachen, betragen) etmek; Prüfung -e girmek, (bestehen) kazanmak; Reise, Ausflug -e çıkmak, gitmek;etwas machen aus (D) bş-i bş yapmak;jemanden zum Abteilungsleiter machen b-ni bölüm şefi yapmak;gut gemacht! iyi yaptın(ız)!, iyi oldu!;Hausaufgaben machen ev ödevi yapmak;da(gegen) kann man nichts machen yapılacak bir şey yok;mach, was du willst! istediğini yap!;machs gut! hoşça kal, eyvallah;(das) macht nichts fark etmez;mach dir nichts d(a)raus! buna aldırış etme;sich etwas machen aus (für wichtig halten) bş-i önemsemek; (mögen) bş-den hoşlanmak;sich nichts machen aus (für unwichtig halten) bş-i önemsememek; (nicht mögen) bş-den hoşlanmamak2. v/r: sich machen gelişmek, olmak;fam wie macht sich der Neue? yeni adam nasıl?;sich an die Arbeit machen işe girişmek;sich an etwas machen bş-e girişmek3. v/i fam mach, dass du fortkommst! toz olmaya bak!;das lässt sich machen bu mümkün, yapıl(abil)ir -
4 Meisterstück
Meisterstück n ustalık sınavı ödevi; ustalık; yüksek performans -
5 Prüfungsarbeit
Prüfungsarbeit f mezuniyet ödevi/çalışması -
6 Rechenaufgabe
Rechenaufgabe f matematik ödevi -
7 Strafarbeit
Strafarbeit f ceza ödevi -
8 Aufgabe
-
9 aufhaben
auf|habenII vt -
10 Hausarbeit
-
11 Hausaufgabe
\Hausaufgaben schule ev ödevi -
12 Rechenaufgabe
problem, aritmetik ödevi -
13 Schularbeiten
pl ev ödevi -
14 Strafarbeit
schule ceza ödevi -
15 Aufgabe
f.bırakmaf.ev ödevif.problemf.sorunf.vazgeçmef.ödev -
16 Aufgaben
pl.bırakmapl.ev ödevipl.problempl.sorunpl.vazgeçmepl.ödev -
17 Aufsatz
-
18 Aufsätze
-
19 Hausaufgabe
ev ödevi -
20 Hausaufgaben
pl.ev ödevi
- 1
- 2
См. также в других словарях:
asker — is., Ar. ˁasker 1) Orduda görev yapan erden generale kadar herkes 2) Askerlik görevi veya ödevi Askere gitmek. Askerden dönmek. 3) Er 4) sf. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli Asker adam. 5) sf. Yurdun korunması yolunda iyi dövüşmesini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oynatmak — i 1) Oynamasını sağlamak Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. P. Safa 2) Kımıldamasına yol açmak Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. M. Ş. Esendal 3) nsz Herhangi bir canlıya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazifesiz — sf. Ödevi, görevi olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
velilik — is., ği Veli olma durumu, velinin görev ve ödevi, velayet … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek subay — is., ask. Askerliği meslek olarak seçmediği hâlde, yurt ödevi için kanunlara göre belli bir süre orduda subay olarak çalışan kimse Harbiye Mektebinde ilk talim gören yedek subaylar arasında idim. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
muaf tutmak — bir ödevi, bir görevi bağışlamak, ayrıcalık tanımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ders yapmak — 1) sınıfta belli bir programa bağlı olarak herhangi bir konuyu işlemek 2) sınıfta verilen ödevi daha sonra yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır — herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
odéva — e ž (ẹ̑) knjiž. obleka, oblačilo: vrhnja odeva; ženska v nelepi odevi / spreminjanje odeve … Slovar slovenskega knjižnega jezika
eau-de-vie — nf., goutte, gnole / gniole / gnôle / gnaule / niaule : GOTA (...), gôta (Bellecombe Bauges), gwota (St Jean Arvey) ; nyola (Tignes), NYÔLA (...) ; éga d viya (St Jorioz), éva d(e) vèta (Montricher.015) ; ôdeviya (Balme Si.020, Leschaux.006),… … Dictionnaire Français-Savoyard