-
1 öğütmek
öğütmek v/t mahlen; verdauen -
2 öğütmek
vt mahlen, zermahlen -
3 öğütmek
-
4 öğütmek
төй; вакландыру; ваклау -
5 öğütmek
измельчать, дробить, молотьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > öğütmek
-
6 öğütmek
v. grind, grain, granulate, crush, mill, flour, triturate* * *grind -
7 öğütmek
gejmirandin--------hêran--------hêrandin -
8 öğütmek
хьаджын, ехьадж -
9 öğütmek
طحن -
10 öğütmek
طحن [طَحَنَ]Anlamı: ezerek un haline getirmek -
11 öğütmek
"to grind; to digest" -
12 öğütmek
/ı/ 1. to grind (something) (to a powder), grind (something) up. 2. to digest (food). -
13 öğütmek
üyütmək -
14 iri taneli öğütmek
v. rough grind -
15 kabaca öğütmek
v. kibble -
16 değirmende öğütmek
гъэхьэджэн, мэхьаджэ -
17 öğütülmek
страд. от öğütmek -
18 öğütmemek
v. (neg. form of öğütmek) grind, grain, granulate, crush, mill, flour, triturate -
19 üütmää
[T ögütmek or övütmek, Az üyütmäk, Tk üvemek, from OT *ög]: to grindA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > üütmää
-
20 çekmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
öğütmek — i 1) Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek Bu değirmen, günde ancak kırk elli çuval öğütebilirdi. S. F. Abasıyanık 2) Ezmek, çiğnemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ügimek — öğütmek III, 254 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ügitsemek — öğütmek istemek I, 302 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiğnemek — i 1) Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor. H. R. Gürpınar 2) Ayak veya tekerlek altına alarak ezmek Bunlara dalgın bakarken, öteden gelen bir araba onu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahve makinesi — is. Kahve çekmek veya öğütmek üzere özel yapılan otomatik makine … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öğütme — is. Öğütmek işi Bizim oralarda buğdaylarını öğütmeye gelip değirmende kalan köylülere nöbetçi derler. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler öğütme haznesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vınıltı — is. Vınlama sesi Vantilatörün vınıltısındaki donukluğun nedeni de aynı şey, işi gücü anlamsız bir değirmen gibi o soğuk loşluğu öğütmek! A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEMDEME — f. Hiddetli söz. Avâz. Hoşa gitmeyen sesler. * Sinek vızıltısı. * Öğütmek. Sürte sürte ezmek. * Azab vermek, eziyet etmek. * Hile. * Davul. * şöhret, nam, ün … Yeni Lügat Türkçe Sözlük