-
1 ранить
Ýaralamak -
2 уязвлять
yaralamak,incitmek* * *несов.; сов. - уязви́тьyaralamak, incitmek; iğnelemek, sokmakуязви́ть чью-л. го́рдость — birinin gururunu yaralamak
он хотел уязви́ть меня́ — beni iğnelemek istiyordu
-
3 ранить
несов., сов.1) yaralamak, vurmakра́нить кого-л. в но́гу — birini bacağından yaralamak / vurmak
2) перен. yaralamak, incitmek -
4 подбивать
несов.; сов. - подби́ть1) çakmak; vurmakподбива́ть подко́вы — nal çakmak
подби́ть подмётки (у сапожника) — pençe vurdurmak
2) разг. (чем-л.) içini... ile kaplamakпальто́, подби́тое ме́хом — içi kürk kaplı palto
3) перен., разг. ( подстрекать) kışkırtmak4) разг. ( наносить увечье) (vurup) sakatlamak••подби́ть ито́г чему-л. — bir şeyi yekuna vurmak
-
5 подстреливать
несов.; сов. - подстрели́тьvurmak, yaralamak -
6 поранить
сов.
См. также в других словарях:
yaralamak — i 1) Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher i böğründen yaraladı. S. F. Abasıyanık 2) mec. Gücendirmek, incitmek, kırmak Gururunu yaraladılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlünü yaralamak — incitmek, kırmak, üzmek Onun gönlünü yaralayarak bir latife ederlerse hemen kaçıyor, sokulmuyor. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
CERHETMEK — Yaralamak. Herhangi bir meseleyi hak ve hakikatle çürütmek. Yanlış veya yalanını bulup hurafe ve bâtıl olduğunu isbât edip herhangi bir kimsenin veya cereyanın fikrini kabul etmemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VEŞC — Yaralamak. * Parçalamak. * Karışmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçaklamak — i 1) Bıçakla kesmek 2) Bıçakla yaralamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizmek — i, er 1) Çizgi çekmek 2) Resmini yapmak, resmetmek Ben sizi yazar olarak değil, insan olarak çizmek istiyorum. H. E. Adıvar 3) nsz Çizgiler hâlinde belirtmek, desenini yapmak Bir gün yine onlara görünmeden krokiler çiziyordum. B. R. Eyuboğlu 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül — is., nlü 1) Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi. O. S. Orhon 2) mec. İstek, arzu Okumaya gönlün var mı? Birleşik Sözler gönül avcısı gönül … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacamatlamak — i, argo Hafifçe yaralamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hançerlemek — i Hançerle yaralamak veya öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamalamak — i Kama ile yaralamak … Çağatay Osmanlı Sözlük