Перевод: с английского на турецкий

с турецкого на английский

yükseltme

  • 1 elevation

    yükseltme

    English-Turkish new dictionary > elevation

  • 2 elevation plane

    yükseltme yüzeyi

    English-Turkish dictionary > elevation plane

  • 3 lifting condensation level

    yükseltme yoğunlaşma seviyesi

    English-Turkish dictionary > lifting condensation level

  • 4 upgrade kit

    yükseltme paketi

    English-Turkish dictionary > upgrade kit

  • 5 elevation plane

    yükseltme yüzeyi

    English-Turkish new dictionary > elevation plane

  • 6 lifting condensation level

    yükseltme yoğunlaşma seviyesi

    English-Turkish new dictionary > lifting condensation level

  • 7 upgrade kit

    yükseltme paketi

    English-Turkish new dictionary > upgrade kit

  • 8 amplification

    n. büyütme, genişletme; ayrıntıları ile açıklama; amplifikasyon, sesi yükseltme
    * * *
    1. büyültme 2. hacmini yükseltme
    * * *
    [-fi-]
    noun büyütme, yükseltme

    English-Turkish dictionary > amplification

  • 9 elevation

    n. yükseltme, irtifa, kaldırma, yükselti, yükseklik, eğim, dikey kesit, moral verme
    * * *
    1. yükseklik 2. yükseltme
    * * *
    1) (the act of elevating, or state of being elevated.) yükselme, yükseltilme
    2) (height above sea-level: at an elevation of 1,500 metres.) yükseklik, rakım
    3) (an architect's drawing of one side of a building.) cephe resmi, elevasyon

    English-Turkish dictionary > elevation

  • 10 upgrade

    adj. yükselen, artan
    ————————
    adv. yokuş yukarı
    ————————
    n. yokuş
    ————————
    v. yükseltmek, terfi ettirmek, artırmak, iyileştirmek, düzeltmek
    * * *
    1. geliştir 2. kalitesini yükselt (v.) 3. kalite yükseltme (n.)
    * * *
    1. verb
    (to improve the performance of a computer or other machine by installing better components or parts: How much will it cost me to upgrade my computer?) yükseltmek, kapasitesini artırmak
    2. noun

    English-Turkish dictionary > upgrade

  • 11 boost

    n. destekleme; yükseltme, artırma, yardım etme; propaganda, reklamını yapma
    ————————
    v. yukarıya itmek, kaldırmak; yükseltmek, artırmak, övmek, reklâmını yapmak; voltajını yükseltmek
    * * *
    1. arttır (v.) 2. arttırma (n.)
    * * *
    [bu:st] 1. verb
    (to expand; to make greater; to improve: We've boosted the sales figures; It's boosted his reputation.) artırmak, geliştirmek, düzeltmek
    2. noun
    (a piece of help, encouragement etc: This publicity will give our sales a real boost.) yardım, destek, teşvik

    English-Turkish dictionary > boost

  • 12 edification

    n. terbiye etme, yetiştirme, ahlâkını yükseltme, aydınlatma
    * * *
    bilgi verme
    * * *

    English-Turkish dictionary > edification

  • 13 lift

    n. kaldırma, teleferik, yükseltme, asansör, yardım, arabasına alma
    ————————
    v. kaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, topraktan çıkarmak, çalmak, yürütmek, germek, kalkmak, havalanmak
    * * *
    1. kaldır (v.) 2. kaldırma (n.)
    * * *
    [lift] 1. verb
    1) (to raise or bring to a higher position: The box was so heavy I couldn't lift it.) kaldırmak
    2) (to take and carry away: He lifted the table through into the kitchen.) kaldırıp taşımak
    3) ((of mist etc) to disappear: By noon, the fog was beginning to lift.) kaybolmak, dağılmak
    4) (to rise: The aeroplane lifted into the air.) yükselmek, kalkmak
    2. noun
    1) (the act of lifting: a lift of the eyebrows.) kaldırma
    2) ((American elevator) a small enclosed platform etc that moves up and down between floors carrying goods or people: Since she was too tired to climb the stairs, she went up in the lift.) asansör
    3) (a ride in someone's car etc: Can I give you a lift into town?) arabasına alma, bedava götürme/biniş
    4) (a raising of the spirits: Her success in the exam gave her a great lift.) moralini düzeltmek

    English-Turkish dictionary > lift

  • 14 promotion

    n. reklâm, tanıtım, yükseltme, yükselme, terfi, artırma, kurma, sınıf geçme, piyonun vezir olması, mevki, rütbe, tanıtma
    * * *
    terfi
    * * *
    [-ʃən]
    1) (the raising of a person to a higher rank or position: He has just been given (a) promotion.) terfi
    2) (encouragement (of a cause, charity etc): the promotion of world peace.) geliştirme
    3) (the activity of advertising a product etc: He is against the promotion of cigarettes.) reklamını/tanıtımını yapma

    English-Turkish dictionary > promotion

  • 15 swelling

    adj. kabaran, kabarık, şişirilmiş, abartılı, şiş
    ————————
    n. şişirme, kabarma, yükseltme, yükselme, şişme, şiş, şişkinlik, şişlik, kabartı, yumru, çıban
    * * *
    1. şiş (n.) 2. şiş (v.) 3. şişerek (prep.)
    * * *
    noun (a swollen area, especially on the body as a result of injury, disease etc: She had a swelling on her arm where the wasp had stung her.) şiş, şişlik

    English-Turkish dictionary > swelling

  • 16 uprising

    n. kalkma, başkaldırma, yükselme, kabarma, ayaklanma, isyan
    * * *
    1. yükseltme (n.) 2. yükseğe çıkar (v.) 3. yükselterek (prep.)
    * * *
    (a rebellion or revolt: The Hungarian uprising was quickly suppressed.) ayaklanma, isyan

    English-Turkish dictionary > uprising

  • 17 volume

    n. cilt (kitap), cilt, yığın, hacim, yoğunluk, tutar, ses kuvveti, ses yükseltme
    * * *
    1. hacim 2. ses
    * * *
    ['voljum]
    1) (a book: This library contains over a million volumes.) kitap
    2) (one of a series of connected books: Where is volume fifteen of the encyclopedia?) cilt
    3) (the amount of space occupied by something, expressed in cubic measurement: What is the volume of the petrol tank?) hacim, oylum
    4) (amount: A large volume of work remains to be done.) miktar, hacim
    5) (level of sound eg on a radio, television etc: Turn up the volume on the radio.) ses yüksekliği, volüm

    English-Turkish dictionary > volume

  • 18 aggrandizement

    n. büyütme, çoğaltma, yükseltme, abartma
    * * *
    büyütme

    English-Turkish dictionary > aggrandizement

  • 19 auctioneering device

    alçaltma yükseltme aygıtı

    English-Turkish dictionary > auctioneering device

  • 20 booster diode

    gerilim yükseltme diyodu

    English-Turkish dictionary > booster diode

См. также в других словарях:

  • yükseltme — is. Yükseltmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TA'LİYE — Yükseltme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İNŞAZ — Yükseltme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TESEYYÜD — Yükseltme. * Sağlam olma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TEŞEYYÜD — Yükseltme. Sağlamlaştırma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • yükseltilmek — nsz Yükseltme işine konu olmak veya yükseltme işi yapılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • terfî' — (A.) [ ﻊﻴﻓﺮﺕ ] 1. yükseltme. 2. rütbesini yükseltme. 3. bir üst sınıfa geçme …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • basarna — is. 1) Bir cismin bir yanını kaldıraçla yükseltme işi 2) den. Dalyanın kapak yeri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir terimli — sf., mat. Aralarında yalnız çarpma, bölme, kuvvete yükseltme, kök alma işlemleri yapılacak olan (nicelikleri gösteren terim) 5b² bir terimlidir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değer artırma — is., ekon. Fiyatını yükseltme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • terfi — is., Ar. terfīˁ 1) Derece, makam bakımından yükselme 2) Yükseltme Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller terfi etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»