-
1 выйти вон
uzaklaşmak -
2 ерагаю
uzaklaşmak -
3 ξεμακραίνω
uzaklaşmak -
4 uzaqlaşmaq
uzaklaşmak -
5 удаляться
uzaklaşmak; ayrılmak; çekilmek* * *несов.; сов. - удали́ться1) ( отдаляться) uzaklaşmak; ayrılmakудаля́ться от те́мы — sadetten / konudan ayrılmak
2) ( уходить) çekilmek, çekilip gitmekудали́ться к себе́ в ко́мнату — odasına çekilmek
-
6 uzaqlaşmaq
uzaklaşmaksapmak, uzaklaşmak -
7 entfernen
uzaklaşmakuzaklaştırmakçekilmekçıkarmak -
8 отходить
I несов.; сов. - отойти́1) çekilmek; uzaklaşmak; ayrılmakотойди́те в сто́рону! — kenara çekilin!
ребёнок не отхо́дит от телеви́зора — çocuk televizyon başından ayrılmıyor
она́ не отходи́ла от окна́ — pencere önünden ayrılmıyordu
су́дно отошло́ на не́сколько сот ме́тров (от бе́рега) — gemi birkaç yüz metre açıldı
2) kalkmak, hareket etmekпо́езд отхо́дит в три — tren üçte kalkıyor
3) воен. (geri) çekilmek4) kalmak, intikal etmekдом отошёл его́ насле́днику — evi varisine intikal etti
5) uzaklaşmakне отходя́ от национа́льных тради́ций — ulusal geleneklerden uzaklaşmadan
отойти́ от те́мы — konudan ayrılmak
6) bırakmak; kalkmakобо́и отошли́ — duvardaki kağıtlar kalkık
пятно́ отошло́ — leke çıktı
7) (приходить в себя, в сознание) kendine gelmek8) ( переставать сердиться) öfkesi geçmek, yumuşamak••отойти́ в о́бласть преда́ния / воспомина́ний — tarihe karışmak
отойти́ на второ́й план — ikinci plana düşmek
II сов., разг.отойти́ в ино́й мир — bu dünyadan göçüp gitmek
( больного) özenli bakımla iyi etmek -
9 отъезжать
несов.; сов. - отъе́хатьuzaklaşmak, yol almakотъе́хать на де́сять киломе́тров от... —...dan on kilometre uzaklaşmak / ayrılmak
-
10 уноситься
несов.; сов. - унести́сьson hızla (gidip) uzaklaşmak; doludizgin (gidip) uzaklaşmak (о всаднике, экипаже) -
11 recede
v. geri çekilmek, geri gitmek, çekilmek, gerilemek, ortadan kaybolmak, uzaklaşmak, geri plâna geçmek, vazgeçmek, düşmek (fiyat)* * *geri çekil* * *[ri'si:d]1) (to go or move back: When the rain stopped, the floods receded; His hair is receding from his forehead.) geri çekilmek2) (to become distant: The coast receded behind us as we sailed away.) uzaklaşmak -
12 s'éloigner
v pr1 uzaklaşmak2 ayrılmak -
13 отгребать
несов.; сов. - отгрести́1) (что-л.) bir yana çekmek / kaldırmak2) ( веслами) kürek çekerek uzaklaşmak -
14 отдаляться
несов.; сов. - отдали́тьсяuzaklaşmak тж. перен. -
15 отпихиваться
несов.; сов. - отпихну́ться, разг.( bir şeye bastırarak) uzaklaşmak -
16 отплывать
несов.; сов. - отплы́тькогда́ су́дно отплы́ло на две ми́ли... — gemi iki mil açılınca...
-
17 отползать
несов.; сов. - отползти́sürünerek / sürüne sürüne çekilmek / uzaklaşmak -
18 убегать
koşmak; kaçmak; taşmak* * *несов.; сов. - убежа́ть1) koşmak; koşarak uzaklaşmakде́ти убежа́ли в лес — çocuklar ormana koştu
2) (откуда-л.) kaçmakубежа́ть из тюрьмы́ — cezaevinden kaçmak
3) taşmakмолоко́ убежа́ло — süt taştı
-
19 умчаться
сов.son hızla kaçmak / kaçıp uzaklaşmakло́шади умча́лись в по́ле — atlar dörtnala kıra koştu
вса́дник умча́лся — süvari doludizgin gitti uzaklaştı
-
20 уплывать
несов.; сов. - уплы́тьyüzerek gitmek / uzaklaşmakони́ уплы́ли парохо́дом в Сара́тов — vapurla Saratov'a gittiler
См. также в других словарях:
uzaklaşmak — den 1) Bir şeyden, bir yerden veya kimseden ayrılıp uzağa gitmek Yürüyüp gittiğini görmemek için uzaklaştı. R. H. Karay 2) mec. Yabancılaşmak, ilgisi azalmak Bu genç kız yaşasaydı, sevdiği adamın günden güne kendisinden uzaklaştığını görecekti. R … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözden uzaklaşmak — ayrılıp başka yere gitmek, görünmez olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜŞAABE — Uzaklaşmak. * Ölmek, vefat etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEHECHÜC — Uzaklaşmak. Irak olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENEZZÜH — Uzaklaşmak. * Gezinti. Bağ ve bahçe gibi yerlere gam ve kederi izale için çıkmak. * Kusur, pislik ve ayıptan uzak olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ırılmak — uzaklaşmak, gitmek, ayrılmak … Beypazari ağzindan sözcükler
açılmak — nsz 1) Açma işi yapılmak veya açma işine konu olmak Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Anayasa 2) Renk koyuluğunu yitirmek Perdenin rengi açıldı. 3) Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak Ateşi düşünce hasta açıldı. 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yozlaşmak — nsz 1) Özündeki iyi nitelikleri birtakım dış etkenlerle zamanla yitirmek, soysuzlaşmak, özünden uzaklaşmak, bozulmak, dejenere olmak, tereddi etmek 2) Dönüşen Giderek soğuk bir su serpintisine yozlaşan yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aralanmak — den 1) Biraz açılmak, aralık olmak Dana Efendi can havliyle aralanmış kapıdan fırladı. Ö. Seyfettin 2) Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
avunmak — nsz 1) Bir şeyle uğraşarak acısını unutmak, sıkıntılardan uzaklaşmak, teselli bulmak, müteselli olmak Ne de olsa amcam; ya bir yabancıya varsa ne yapacaktık, diye avunuyordu. E. Bener 2) Oyalanmak, yetinmek Dünyadan bezmiş bir hâli var, hiçbir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrılmak — e 1) Ayırma işine konu olmak Geçen hafta, Akşehir de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı. F. R. Atay 2) den Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak ... rahat bir tavırla yanındaki adamdan ayrıldı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) den Boşanmak Artık… … Çağatay Osmanlı Sözlük