-
1 гармоничный
uyumlu* * *гармони́чное разви́тие эконо́мики — ekonominin uyumlu (olarak) gelişmesi
еди́ное гармони́чное це́лое — uyumlu bütün
-
2 слаженный
uyumlu, düzenliсла́женная рабо́та всех сотру́дников — tüm görevlilerin uyum içinde çalışmaları
-
3 созвучный
созву́чный эпо́хе — zamana uyan
-
4 дружный
iyi geçinen; uyumlu* * *1) iyi geçinenдру́жная семья́ — üyeleri birbiriyle iyi geçinen bir aile
2) ( согласованный) uyumluдру́жная рабо́та всего́ коллекти́ва — tüm topluluğun uyumlu çalışmaları
дру́жными уси́лиями — ortaklaşa çabalarla; elbirliğiyle
предложе́ние бы́ло встре́чено дру́жными аплодисме́нтами — öneri bulunanların / salondakilerin hepsi tarafından alkışlandı
3) в соч.дру́жные всхо́ды — (pek kısa sürede) sürüvermiş ekinler
-
5 стройный
1) mevzunстро́йная фигу́ра — mevzun endam
стро́йный мужчи́на — endamlı bir erkek
стро́йный как то́поль — servi boylu, fidan boylu / gibi
2) düzgünстро́йными ряда́ми — düzgün sıralar halinde
3) bağdaşık; uyumluстро́йная фра́за — derli toplu bir cümle
представля́ть собо́й стро́йное це́лое — bağdaşık bir bütün oluşturmak
4) uyumluстро́йные зву́ки — uyumlu sesler
-
6 срабатываться
I несов.; сов. - срабо́татьсяaşınmak; yıpranmakшестерёнка срабо́талась — dişli aşındı
II несов.; сов. - срабо́татьсямото́р срабо́тался — motor yıprandı
çalışmaları uyumlu hale gelmek, çalışmada uyuşmakбрига́ды постепе́нно сраба́тывались — ekiplerin çalışmaları giderek daha uyumlu hale gelmekteydi
-
7 согласный
I м, лингв. II1) razıвы согла́сны на э́то? — buna razı mısınız?
он не согла́сен на тако́е усло́вие — bu koşulu kabul etmiyor
согла́сен! — kabul!
2) mutabıkя согла́сен с тобо́й / с твои́м мне́нием — senin görüşüne katılıyorum, seninle mutabıkım
в э́том вопро́се я с ним согла́сен — bu konuda onunla hemfikirim
3) ( гармоничный) uyumlu -
8 сработанность
I ж( изношенность) yıpranmışlık (derecesi); aşınmışlık (derecesi)II ж( согласованность в работе) çalışmalarının uyumlu olması, ekip halinde iyi çalışma -
9 стройность
ж1) ( фигуры) mevzun oluş2) ( рядов) düzgünlük3) ( изложения) bağdaşım4) ( гармоничность) uyumluluk; uyumстро́йность пе́ния — uyumlu okuma
-
10 унисон
uyum* * *м, в соч.петь в унисо́н — uyumlu (şarkı) okumak
-
11 гармоничный
garmonik, uyumlu, ahenkliТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > гармоничный
-
12 совместимый
uygun, uyumluТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > совместимый
-
13 concordant sample
French\ \ échantillon concordantGerman\ \ konkordante Stichprobe (nach Pitman)Dutch\ \ concordante steekproef volgens PitmanItalian\ \ campione concordanteSpanish\ \ muestra concordanteCatalan\ \ mostra concordantPortuguese\ \ amostra concordanteRomanian\ \ -Danish\ \ samstemmende prøveNorwegian\ \ overensstemmende prøveSwedish\ \ samstämmiga provGreek\ \ αρμονικό δείγμαFinnish\ \ yhtäpitävä otosHungarian\ \ konkordáns mintaTurkish\ \ uyumlu örnekEstonian\ \ kooskõlaline valimLithuanian\ \ suderintoji imtisSlovenian\ \ skladnih vzorcevPolish\ \ próba zgodna; próba harmonijnaRussian\ \ согласованная выборкаUkrainian\ \ узгоджена вибіркаSerbian\ \ -Icelandic\ \ -Euskara\ \ -Farsi\ \ -Persian-Farsi\ \ -Arabic\ \ عينة متوافقةAfrikaans\ \ ooreenstemmende steekproefChinese\ \ 协 调 样 本Korean\ \ 부합표본
См. также в других словарях:
uyumlu — sf. Uyumu olan, ahenkli, mevzun Kadından anladığı, uyumlu arkadaşlık, çıtkırıldım olmamak, güzel, alımlı olmaktı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahenk almak — uyumlu duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mülayım — uyumlu, ağır başlı sakin kendisi ile anlaşılır … Beypazari ağzindan sözcükler
ahenkli — sf. 1) Uyumlu, düzenli Pürüzsüz, tane tane şarkı söyler gibi ahenkli bir konuşma tarzı vardı. H. Taner 2) Eğlenceli … Çağatay Osmanlı Sözlük
Atatürkçülük — is., ğü, öz. 1) Atatürk ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
barınmak — 1) Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak 2) nsz Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak Dosdoğru teyzemin evine gidecektim, iyi kötü barınacak bir yer... P. Safa 3) Bir yerde yatarak geceyi geçirmek 4) nsz, mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
denge — is. 1) Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans 2) Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar Ruhsal denge. 3) Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması 4) Ekonomik hayatın uyumlu düzeni 5) fiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
evren — is., gök b. 1) Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos Eski yorumcular daha ileri gitmiş, evrenin yaratılmasında ve doğanın kurallarında bile matematik bir öz bulmuşlardır. H. Taner 2) Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesapçı — sf. 1) Hesabını iyi bilen, tutumlu 2) Çıkarını kollayan, davranışlarını buna göre düzenleyen (kimse) İşi tıkırında insanlar her zaman uyumlu, aynı zamanda da hesapçı kişilerdir. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş bilimi — is. İnsanın, makinenin ve çevrenin bir arada uyumlu ve verimli bir biçimde çalışmasını inceleyen bilim dalı, ergonomi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevzun — sf., esk., Ar. mevzūn 1) Biçimli, düzgün, oranlı, uyumlu Mevzun vücut. 2) ed. Ölçülü Mevzun bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük