-
1 тотальный
topyekûn* * *тота́льная мобилиза́ция — topyekün seferberlik
тота́льная война́ — topyekün savaş
-
2 поголовный
( всеобщий) genelпоголо́вная мобилиза́ция — topyekun seferberlik
-
3 сплошной
1) aralıksızкруго́м - сплошны́е поля́ — çevresi hep tarla
вдоль доро́ги сплошно́й лес — yolun boyu aralıksız orman
после́дняя страни́ца газе́ты - сплошны́е объявле́ния — gazetenin son sayfası baştan başa ilan
побере́жье на мно́гие киломе́тры - сплошно́й приро́дный пляж — kilometrelerce uzanan sahil boydan boya doğal bir plajdır
2) tüm; topyekun ( тотальный)страна́ сплошно́й гра́мотности — nüfusunun yüzde yüzü okuma yazma bilen bir ülke
3) разг. sırfвсё э́то - сплошна́я ложь — tüm bunlar sırf yalandır
лицо́ у него́ представля́ло собо́й сплошну́ю ра́ну — yüzü yekpare bir yaraydı
См. также в других словарях:
topyekûn — zf., T. top + Ar. yekûn Eksiksiz, toplam, toplu olarak Batı diplomasisi, topyekûn, nice acı dersler gördü, nice çetin imtihanlardan geçti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
Кырымал, Мустафа Эдиге — Мустафа Эдиге Кырымал (Шинкевич) Mustafa Edige Qırımal Род деятельности: политик, общественный деятель Дата рождения: 1911 год(1911) … Википедия
beyzade — is., T. bey + Far. zāde 1) Bey oğlu Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade. B. R. Eyuboğlu 2) Soylu kimse Eşsiz bir beyzadeydi, zamanımızda artık benzeri çıkmıyor. A. İlhan 3) mec. Özenle büyütülmüş, nazlı kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ideoloji — is., Fr. idéologie Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü Bir başka milletin ideolojisini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kişizade — sf., esk., T. kişi + Far. zāde Soylu Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
top — is. 1) Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Havası boşalmış bir futbol topu... A. Gündüz 2) Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça Kantarın topu. Duvar saatinin topu. 3) Kumaş, kâğıt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yekpare — sf., Far. yek + pāre 1) Bir parçadan oluşan, tek parça, bütün Pencerelerin karşı duvarı yerden tavana kadar yekpare aynayla örtülüydü. C. Uçuk 2) zf. Tek parça olarak, bütün olarak Tarih, yekpare görülecek, topyekûn sevilecek yahut da nefret… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yekûn — is., mat., Ar. yekūn Toplam Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. F. R. Atay Birleşik Sözler ceman yekûn topyekûn Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yekûn çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük