Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

telaşsız

  • 1 спокойный

    1) sakin, dingin

    споко́йное мо́ре — sakin / limanlık / dalgasız deniz

    споко́йный ве́чер — sakin akşam

    он был споко́ен — telaşsızdı, telaş göstermiyordu

    споко́йным го́лосом — telaşsız bir sesle

    будь споко́ен! — müsterih ol! şüphen olmasın! ( не сомневайся)

    3) врз sakin; rahat; itidal sahibi ( уравновешенный); soğukkanlı ( хладнокровный)

    споко́йный ребёнок — sakin / uslu bir çocuk

    споко́йная ло́шадь — uslu / yumuşak huylu at

    споко́йная жизнь — sakin yaşam

    споко́йный сон — rahat / sakin uyku

    споко́йным ша́гом — sakin adımlarla

    в споко́йных усло́виях — rahat koşullarda

    споко́йное кре́сло споко́йный — разг. rahat koltuk

    ••

    со споко́йным се́рдцем, со споко́йной душо́й — gönül / iç rahatlığıyla

    Русско-турецкий словарь > спокойный

  • 2 спокойно

    1) rahatça, rahat rahat; sükunetle; sakin sakin, uslu uslu ( тихо); telaşsız ( без волнения)

    возмо́жность споко́йно рабо́тать — rahat çalışma olanağı

    ему́ споко́йно мо́жно дать се́мьдесят (лет) — bol bol yetmişinde var

    споко́йно спать — rahat (bir uyku) uyumak

    споко́йно обду́мать что-л.bir şeyi serin kanla düşünmek

    споко́йно отнести́сь к чему-л.bir şeyi sükunetle karşılamak

    он споко́йно пое́л — rahatça yemeğini yedi

    челове́ку пое́сть споко́йно не даю́т! — insana ağız tadıyla yemek yedirmiyorlar!

    два ме́тра (в высоту́) он взял соверше́нно споко́йно — iki metreyi rahat rahat aştı

    2) безл., → сказ. sakin

    круго́м всё споко́йно — ortalık sakin

    когда́ они́ ушли́, ста́ло споко́йно — onlar çekilip gidince ortalık sakinleşti

    3) безл., в соч., → сказ.

    у меня́ на душе́ споко́йно — içim / canım rahat

    споко́йно ли у тебя́ на со́вести? — vicdanın sızlamıyor mu?

    Русско-турецкий словарь > спокойно

См. также в других словарях:

  • telaşsız — sf. 1) Telaş etmeyen, telaş göstermeyen, soğukkanlı Sonra telaşsız, emin adımlarla sinemaya doğru yürüdü. H. Taner 2) zf. Soğukkanlılıkla, şaşırmadan Suları hiç telaşsız ama motor gibi kulaçlamaya başladı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dağıtmak — i 1) Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı. Y. K. Beyatlı 2) nsz Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğukkanlı — sf. Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • telaşsızlık — is., ğı Telaşsız olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuru gürültüye pabuç bırakmamak — bir durum karşısında telaşsız, korkusuz, dilediğince davranmak Köse Mümeyyiz öyle denemeden kuru gürültüye pabuç bırakır takımından değildi. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavşanı araba ile avlamak — işini telaşsız ve soğukkanlılıkla görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • RAHAT — Üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde olmak. İstediği her şeyi bulup telâşsız olmak. Müsterih. * Dinlenmek. * El ayası …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»