-
1 tansiyon
tansiyon Blutdruck m; POL Spannungen f/pl;düşük tansiyon, tansiyon düşüklüğü niedrige(r) Blutdruck, Hypotonie f;yüksek tansiyon, tansiyon yüksekliği hohe(r) Blutdruck, Hypertonie f;tansiyon ölçme aleti Blutdruckmesser m -
2 tansiyon
tansiyon--------vekêşan -
3 tansiyon
-
4 tansiyon
1) ЛЪЫУ(Э), лъыо, ДАВЛЕНИЕ -
5 tansiyon
1) gərginlik; siyasi tansiyon – siyasi gərginlik; 2) qan təzyiqi; düşük tansiyon – alçaq qan təzyiqigərginlik -
6 tansiyon
-
7 tansiyon
n. blood pressure* * *blood pressure -
8 tansiyon
1. Qan təzyiqi2. Gərginlik3. Gərmə; gərilmə4. Maye və ya qaz təzyiqi5. Psixi və ya zehni gerilim halı -
9 tansiyon
гумэкIыгъоу -
10 tansiyon
(kan) πίεση, (mec.) ένταση -
11 tansiyon
جهد -
12 tansiyon
جهد [جُهْد]Anlamı: gerilim -
13 tansiyon
"blood pressure; tension, stress" -
14 tansiyon
1. blood pressure. 2. tension, tense state. - aleti sphygmomanometer. - düşürücü 1. depressor (a drug). 2. (drug) that lowers the blood pressure. -
15 tansiyon aleti
med Blutdruckmessgerät nt -
16 tansiyon düşürücü
blutdrucksenkend -
17 tansiyon düşüklüğü
hypotension -
18 tansiyon yüksekliği
hypertension -
19 büyük tansiyon
мед.повы́шенное давле́ние -
20 düşük tansiyon
n. hypotension
См. также в других словарях:
tansiyon — is., tıp, Fr. tension 1) Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi. H. Taner 2) mec. Gerilim Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti. T. Buğra Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TANSİYON — Fr. Tıb: Kanın damarlara içerden yaptığı tazyik, basınç … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tansiyon düşürücü — sf., tıp Atardamar basıncını düşüren (ilaç) … Çağatay Osmanlı Sözlük
tansiyon ölçmek — tıp bir kimsenin özel bir aletle tansiyonunu tespit etmek Yüreği dinledi, kaygısı arttı. Tansiyonu ölçtü, telaşa düştü. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük tansiyon — is., tıp Kalbin kasılması sırasında ölçülen kan basıncı … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük tansiyon — is., tıp Kalbin gevşemesi sırasında ölçülen kan basıncı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerilim — is. 1) Gerginlik, tansiyon Çayların dağılışı, gerilime bir çeşit ara verir gibi oldu. H. Taner 2) db. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi, tansiyon 3) fiz. İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşürmek — e 1) Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak 2) i Değerini, fiyatını indirmek 3) i Azaltmak 4) nsz Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak Çocuk, solucan düşürüyor. 5) i Iskat etmek Bakanlar kurulunu düşürmek. 6) Uğratmak Tehlikeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan basıncı — is., tıp Tansiyon … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm. M. Ş. Esendal 2) Yaşı daha az olan Ortanca ve küçük ablalar ... beni,… … Çağatay Osmanlı Sözlük