-
1 переполнять
несов.; сов. - перепо́лнитьtıka basa / tıklım tıklım doldurmak, fazla doldurmak; taşırmakперепо́лнить графи́н — sürahiyi taşırmak
••э́то перепо́лнило ча́шу терпе́ния — bu, bardağı taşıran son damla oldu
-
2 выводить
çıkarmak,götürmek;sonucunu çıkarmak,anlamını çıkarmak;yetiştirmek; yok etmek* * *несов.; сов. - вы́вести1) врз çıkarmak; götürmekвыводи́ть дете́й в сад — çocukları bahçeye götürmek / çıkarmak
выводи́ть из соста́ва прави́тельства — hükumetten çıkarmak / ihraç etmek
тропи́нка вы́ведет вас на опу́шку — patika sizi ormanın kenarına çıkarır / götürür
2) ( делать вывод) sonucunu çıkarmak; anlamını çıkarmak3) в соч.вы́вести брига́ду на пе́рвое ме́сто — ekipe birinciliği kazandırmak
вы́вести из многовеково́й нищеты́ — yüzyıllardır süregelen yoksulluktan kurtarmak
вы́вести кого-л. из забытья́ — dalgınlığından ayıltmak
э́тот гол вы́вел кома́нду вперёд — bu gol takımı öne geçirdi
4) ( о птицах) çıkarmakвыводи́ть цыпля́т — civciv çıkarmak
5) yetiştirmekвы́вести но́вый сорт слив — yeni çeşit bir erik yetiştirmek
6) ( уничтожать) yok etmekвыводи́ть пя́тна — leke çıkarmak
7) ( старательно писать) özenerek yazmakвыводи́ть ка́ждую бу́кву — her harfi özene özene yazmak
••выводи́ть кого-л. из себя́ — çileden / zıvanadan çıkarmak
выводи́ть кого-л. из терпе́ния — birinin sabrını tüketmek / taşırmak
вы́вести кого-л. на чи́стую во́ду — birinin ipliğini pazara çıkarmak
выводи́ть из стро́я (о моторе и т. п.) — işlemez hale getirmek; savaş dışı etmek
-
3 переливать
несов.; сов. - перели́ть1) boşaltmak, aktarmakперелива́ть кому-л. кровь — birine kan vermek / nakletmek
переле́й вино́ в графи́н — şarabı sürahiye boşalt
2) fazla koymakперели́ть у́ксуса в сала́т — salatanın sirkesini fazla koymak
3) taşırmakне перелива́й через край! — taşırma!
4) dökmekперели́ть ста́тую — heykeli eriterek yenisini dökmek
перелива́ть колокола́ в пу́шки — çanları eriterek top dökmek
5) тк. несов. ( блестеть) (renk renk) ışıldamak / yalabımak, çeşit çeşit rengiyle yalap yalap yanmak
См. также в других словарях:
taşırmak — i Taşmasına yol açmak Kınanın akşamdan yoğrulup ellere ve ayaklara taşırmadan, çizgileri aşmadan sürülmesi lazımdır. R. H. Karay Birleşik Sözler aşırı taşırı … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşırmak — tafirmak I, 521 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bardağı taşırmak — sabrını tüketmek Son davranışı bardağı taşırmaya yetti … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşurmak — taşırmak, II, 78 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bardak — is., ğı 1) Su vb. şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap Elim titredi, bardağı dudağımda güç tuttum. F. R. Atay 2) sf. Bu kabın alacağı miktarda olan Bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler. R. N. Güntekin 3) Boduç,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatlatmak — i 1) Çatlak duruma getirmek Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı. Ö. Seyfettin 2) Çatlamasına yol açmak Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşırma — is. Taşırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşırğanmak — hayvan tırnağı eşindürüp kenarından sürtmek, taşırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük