-
1 кропить
-
2 делать набрызг
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > делать набрызг
-
3 обрызгать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обрызгать
-
4 разбрасывать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > разбрасывать
-
5 bestreuen
serpmek -
6 посыпать
serpmek, dökmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > посыпать
-
7 نز
serpmek; serpelemek -
8 نضح
serpmek; serpelemek; sızdırmak -
9 besprinkle
serpmek, saçmak -
10 sprinkle
serpmek, püskürtmek; ekmek, saçmak; çiselemek; serpinti; çisenti -
11 брызгать
saçmak,sıçratmak; sıçramak,fışkırmak; serpmek,püskürmek* * *несов.; сов. - бры́знуть, однокр.1) saçmak; sıçratmakбры́згать слюно́й — tükürükler saçmak; salyalar saçmak ( о животных)
маши́на бры́згала гря́зью во все сто́роны — araba etrafa çamur sıçratıyordu
2) sıçramak; fışkırmakбры́згать и́скрами — kıvılcımlar saçmak
ка́ждая его́ строка́ бры́зжет ю́мором — her satırından mizah fışkırır
3) serpmek; püskürmekбры́згать водо́й в лицо́ — yüzüne su serpmek
бры́згать водо́й на кого-л. — (birinin) üstüne su püskürmek
••бры́згать слюно́й — ağzından salya(lar) saçmak
-
12 رش
Iرَشّ1. saçma2. serpelemekAnlamı: seyrek damlalar durumunda yağmak3. püskürtmeAnlamı: püskürtmek işi4. serpmekAnlamı: dağılacak biçimde dökmek, saçmak5. ayırmakIIرَشَّ1. serpiştirmekAnlamı: gelişigüzel serpmek2. serpelemekAnlamı: seyrek damlalar durumunda yağmak3. serpmekAnlamı: dağılacak biçimde dökmek, saçmak4. bölmek -
13 обрызгивать
несов.; сов. - обры́згатьserpmek; sıçratmakобры́згать что-л. духа́ми — bir şeye koku serpmek
-
14 пересыпать
несов.; сов. - пересы́пать1) dökmek, aktarmak, akıtmak, boşaltmakпересыпа́ть пшени́цу в мешо́к — buğdayı çuvala dökmek / aktarmak
2) fazla koymakпересы́пать со́ли в суп — çorbanın tuzunu fazla koymak
3) serpmekпересыпа́ть ве́щи нафтали́ном — elbiselere naftalin serpmek, elbiseleri naftalinlemek
-
15 посыпать
посып`атьнесов.; сов. - пос`ыпатьekmek, serpmek, dökmekпосыпать клубни́ку са́харом — çileklerin üzerine şeker ekmek
посыпать пол опи́лками — zemine / tabana talaş serpmek
••посы́пал снег — kar serpmeye başladı
-
16 разбрасывать
несов.; сов. - разброса́ть1) serpiştirmek, serpmekразбра́сывать семена́ — tokum serpmek
2) разг. saçmak; dağıtmakсоро́чки, га́лстуки и други́е ве́щи бы́ли разбро́саны по ко́мнате — gömlek, kravat gibiler ortalığa saçılmıştı
на столе́ всё разбро́сано — masanın üstü pek dağınık
3) разг.его́ друзья́ разбро́саны по всей стране́ — dostları tüm ülkeye dağılmış
разбро́санные по степи́ сёла — istepe serpili / serpilmiş köyler
э́ти два́дцать заво́дов разбро́саны по ра́зным райо́нам — bu yirmi fabrika çeşitli bölgelere dağılmış durumdadır
-
17 рассыпать
несов. - рассып`ать, сов. - расс`ыпать, врзdökmek; serpmek; saçmakрассыпа́ть муку́ по мешка́м — unu çuvallara dökmek / aktarmak
рассыпа́ть корм для кур — tavuklara yem serpmek
собери́ рассы́панные зёрна — dökülmüş taneleri topla
-
18 сыпать
1) dökmek, serpmekсы́пать корм пти́цам — kuşlara yem dökmek
2) saçmakсы́пать и́скрами — kıvılcım saçmak
3) (о снеге, дожде) serpmek4) перен. yağdırmakсы́пать руга́тельствами — küfür yağdırmak
••сы́пать деньга́ми — para saçmak
-
19 усеивать
kaplamak; serpmek* * *несов.; сов. - усе́ятьkaplamak; serpmek ( разбрасывать)не́бо усе́яно звёздами — gökyüzü sayısız yıldızlarla kaplı
я́блони усе́яны плода́ми — elmalar pıtrak gibi
лицо́, усе́янное весну́шками — serpme çilli yüz
-
20 усыпать
dökmek,serpmek* * *усып`атьнесов.; сов. - ус`ыпатьdökmek; serpmekпол, усы́панный опи́лками — talaş serpili taban
о́рден, усы́панный алма́зами — sıvama elmas bir nişan
См. также в других словарях:
serpmek — i, er 1) Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak 2) Belli bir yere dağılacak biçimde dökmek Buzlarını atıp karabiberlerini serptikten sonra kadehleri iyice karıştırdım. N. Cumalı 3) nsz Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpiştirmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümit serpmek — umutlandırmak Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi, delikanlının gönlüne biraz ümit serptikten sonra çekildi gitti. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğine su serpmek — bir kimseyi kaygı sebebinin ortadan kalkmasıyla veya yeniden umut verecek bir haberle ferahlatmak Bizim nesil sözü, Selma Hanım ın yüreğine biraz su serpti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
REŞŞ — Serpmek, püskürtmek. * Serpinti, serpintili yağmur, çisilti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
serpiştirmek — i, e 1) Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpmek Serpiştiriyordu kar soğuk gece yarısı. B. Necatigil 2) Gelişigüzel serpmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
biberlemek — i Biber serpmek, biber katmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekmek — 1. i, er 1) Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek 2) Toprağı ekip biçmek için kullanmak Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. M. Ş. Esendal 3) e Serpmek Yemeğe biber ekmek. 4) mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülabdan — is., esk., Far. gul + ābdān Gül suyu serpmek için kullanılan, ağzı emzikli, armut biçiminde küçük kap … Çağatay Osmanlı Sözlük
kükürtlemek — i, kim. Toz kükürt serpmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
naftalinlemek — i Güveden korumak için yünlüler üzerine, arasına naftalin serpmek veya atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük