-
1 savuşmak
-
2 savuşmak
1) уйти́ потихо́ньку, улизну́ть; изче́знуть2) проходи́ть (о болезни и т. п.) -
3 savuşmak
nijtin--------qeşitîn -
4 savuşmak
IукIыжьын, кIэрыкIын -
5 savuşmak
انسلتسلل -
6 savuşmak
1. انسل [اِنْسَلَّ]2. تسلل [تَسَلُّل] -
7 savuşmak
to slip away -
8 savuşmak
"1. to sneak off, slip away; to give someone the slip. 2. (for an illness, difficulty) to be past, be no more." -
9 انسل
savuşmak -
10 تسلل
savuşmak -
11 ускользать
savuşmak; elinden kaymak* * *несов.; сов. - ускользну́ть, врзsavuşmak; elinden kaymak тж. перен.ускользну́ть из ко́мнаты — odadan savuşmak / kaçmak
ускольза́ть из рук — разг. elinden kaymak
ускользну́ть от внима́ния кого-л. — разг. birinin gözünden / dikkatinden kaçmak
-
12 удирать
savuşmak,kaçmak* * *несов.; сов. - удра́ть, разг.savuşmak, kaçmak -
13 σκαπουλάρω
savuşmak, savuşup gitmek -
14 улетучиваться
uçmak; savuşmak* * *несов.; сов. - улету́читься1) uçmakза́пах нафтали́на улету́чился — naftalin kokusu uçtu gitti
2) перен., разг. uçup gitmek; kaçmak, savuşmak ( незаметно уходить)все её забо́ты улету́чились — tüm kaygıları uçup gitti
ра́дость на́ша тут же улету́чилась — sevincimiz hemen uçup gitti
-
15 улизнуть
kaçmak,savuşmak* * *сов., разг.savuşmak, kaçmak -
16 defolmak
1. أبعد [أَبْعَدَ]Anlamı: (hareket sözü olarak) savuşmak, çekilip gitmek2. صرف [صَرَفَ]Anlamı: (hareket sözü olarak) savuşmak, çekilip gitmek -
17 сбегать
I сб`егатьсов.bir koşu gidip gelmek; koşup... getirmekII сбег`атьсбегать в апте́ку за лека́рством — bir koşu eczaneye gidip ilaç getirmek
несов.; сов. - сбежа́ть1) ( спускаться бегом) koşarak / koşa koşa inmek2) ( совершать побег) kaçmak, firar etmek3) (уйти, уехать, избавляясь от кого-л.) kapağı atmak; sıvışmak, savuşmak4) taşmakмолоко́ сбежа́ло — süt taştı
5) (исчезать - об улыбке и т. п.) silinivermek -
18 смываться
несов.; сов. - смы́ться1) (о пятне и т. п.) yıkanmakla / yıkanınca çıkmak2) разг. ( уходить) sıvışmak, savuşmak, tüymek -
19 sausmaa
[T savusmak, from OT *sav]: to steal awayA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > sausmaa
-
20 abbrausen
ab|brausen
- 1
- 2
См. также в других словарях:
savuşmak — nsz 1) Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak Hemen dükkâna koşuyorum, acele acele bir iki gazete alıp savuşuyorum. R. N. Güntekin 2) Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akmak — den, ar 1) Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. S. F. Abasıyanık 2) Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek Üstünden sular akıyor. 3) Sıvı bir madde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
defolmak — nsz, Ar. defˁ + T. olmak Savuşmak, çekilip gitmek Bir gece oyuncular dükkânı, tezgâhı toplayıp kasabadan defoldular. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller defol! … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekmek — 1. i, er 1) Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek 2) Toprağı ekip biçmek için kullanmak Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. M. Ş. Esendal 3) e Serpmek Yemeğe biber ekmek. 4) mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faydasız — sf. Yararsız Bir aralık evden savuşmak da aklına geldi ama faydasız buldu. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller faydasız baş mezara yaraşır … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçmak — e, ar 1) Hızla koşup bir yere saklanmak Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın. H. R. Gürpınar 2) nsz Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor. R. E. Ünaydın 3) den… … Çağatay Osmanlı Sözlük
savuşma — is. Savuşmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zamkinos etmek — argo kaçmak, savuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
voltasını almak — argo 1) kaçmak, savuşmak 2) çekilmek, gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekip gitmek — bırakıp gitmek, ayrılmak, savuşmak Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını alıp gitmek — izin almadan ve gideceği yeri bildirmeden gitmek, savuşmak O, dönüşümü sabırsızlıkla beklerken bir kâğıt bırakır, başımı alıp giderdim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük