-
1 плотва
särki -
2 тарань
särki -
3 плотва
-
4 тарань
-
5 плотва
särki (el) -
6 тарань
särki (el) -
7 запеть
şarkı söylemek* * *сов.şarkı söylemeye / okumaya başlamak••ты у меня́ запоёшь! — разг. seni bülbül gibi konuşturacağım!
-
8 нараспев
şarkı söyler gibi; heceleri uzatarakчита́ть нараспе́в — şarkı söyler gibi okumak
-
9 распевать
-
10 песец
-
11 петь
несов.; сов. - спеть1) (şarkı) söylemek, okumakпеть пе́сню — bir şarkı söylemek
петь па́ртию Ле́нского — Lenski partisini söylemek
он непло́хо пел / спел — fena okumadı
2) тк. несов. ( профессионально) ses sanatçısı olmak, şarkıcı olmakпеть в опе́ре — opera sanatçısı olmak
пел он и на о́перных сце́нах — opera sahnelerine de çıkmıştı
3) в соч.в его рука́х / у него́ скри́пка поёт — o, kemanı konuşturuyor
4) (о птицах, насекомых) ötmek; şakımak5) ( прославлять) terennüm etmek -
12 ансамбль
uyum,beraberlik; topluluk,heyet* * *м1) ( согласованность в исполнении) uyum, beraberlik2) topluluk, heyetанса́мбль пе́сни и пля́ски — şarkı ve oyun topluluğu
••архитекту́рный анса́мбль — (mimarı bakımdan bir bütün oluşturan) yapılar grubu
-
13 голосить
-
14 грустный
hüzünlü,hazin,kederli* * *mahzun, hüzünlü; hazin; kederli ( печальный)гру́стная пе́сня — hüzünlü bir şarkı
у него́ был гру́стный вид — mahzun / kederli görünüyordu
она́ была гру́стна́ — mahzundu
гру́стная карти́на — hazin bir tablo
-
15 душа
ruh,can,gönül; kişi* * *ж1) врз ruh; can; iç; gönülчелове́к то́нкой души́ — ince ruhlu bir adam
у него́ душа́ поэ́та — şair ruhludur
у меня́ на душе́ неспоко́йно — içim rahat değil
найти́ себе́ рабо́ту по душе́ — gönlüne göre bir iş bulmak
рабо́тать с душо́й — canla başla çalışmak
2) разг. can kişiу него́ на иждиве́нии пять душ — beş can geçindiriyor
там нет ни души́ — orada bir tek can kalmadı, orada cinler cirit oynuyor
на ду́шу — adam başına
на ду́шу населе́ния — nüfus / kişi başına
••душа́ моя́! — canımın içi!
э́то был поэ́т в душе́ — ruhan bir şairdi
он смея́лся от души́ — içinden gelerek gülüyordu
от всей души́ — candan yürekten
откры́ть кому-л. свою́ ду́шу — ruhunu açmak
отда́ть бо́гу ду́шу — ruhunu teslim etmek
ско́лько душе́ уго́дно — canının istediği kadar
пе́сня брала́ за́ душу — şarkı içine işliyordu insanın
-
16 жалостливый
merhametli,yufka yürekli; içli* * *разг.1) merhametli; yufka yürekliжа́лостливый взгляд — acınır bir bakış
2) ( печальный) içli; yanıkжа́лостливая пе́сня — içli bir şarkı
-
17 исполнение
с1) yerine getirme; gerçekleştirme; infaz (etme) ( приговора)исполне́ние жела́ния — arzunun yerine gelmesi / yerine getirilmesi
исполне́ние до́лга — görevini yerine getirme / yapma
при исполне́нии служе́бных обя́занностей — görev başında
не при исполне́нии служе́бных обя́занностей — görev dışında
пригово́р приведён в исполне́ние — hüküm infaz edildi
2) icra (etme); oynamaисполне́ние пье́сы — oyunun / piyesin oynanması
исполне́ние пе́сни — şarkının okunması / icra edilmesi
передаём пе́сни в исполне́нии Петро́ва — Petrov'dan şarkı dinleyeceksiniz
пре́мия за лу́чшее исполне́ние мужско́й ро́ли кино — en iyi erkek sanatçı ödülü
••исполне́ние бюдже́та — эк. bütçenin uygulanması
-
18 какой-нибудь
1) bir; herhangi birспой каку́ю-нибудь пе́сню — bir şarkı söyle
2) разг. birкаки́х-нибудь пять мину́т — bir beş dakika
оста́лось каки́х-нибудь пять ме́сяцев — şunun şurasında beş ay kaldı
за каки́х-нибудь четы́ре ме́сяца — bir dört ayda
за каку́ю-нибудь неде́лю — bir hafta gibi pek kısa bir süre içinde
оста́лось каки́х-нибудь два киломе́тра — iki kilometre kadar bir şey kaldı
-
19 напевать
несов.; сов. - напе́ть1) тк. несов. ( петь вполголоса) yavaştan (şarkı) söylemek2) ( петь) söylemek; okumak -
20 насвистывать
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Sarki — may refer to* Sarki, a Sindhi tribe in Pakistan * Sarki, a well dwelling snake slain by the mythological prince Bayajidda * Şarkı, a vocal genre in Ottoman classical music … Wikipedia
sarki- — *sarki , *sarkiz germ.?, stark. Maskulinum (i): nhd. Hemd, Rüstung; ne. shirt, armour (Neutrum); Rekontruktionsbasis: ae.; Etymologie: s. ing. *ser (4), Verb, reihen, knüpfen, beschlaf … Germanisches Wörterbuch
şarkı — is., müz., Ar. şarḳī 1) Tonlama değişiklikleriyle çeşitli duygular uyandıran uyumlu, ezgili insan sesleri dizisi 2) Klasik Türk müziğinde aşk üzerine söylenen, nakaratı ve ara nağmesi olan parça Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Şarkı — A şarkı is an art song in Ottoman classical music which forms one of the movements of a fasıl (suite). It is performed with an usul (metric structure). Şarkı are rarely performed today … Wikipedia
Şarki — sf., esk., Ar. şarḳī Doğu yla ilgili, Doğu ya özgü olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sarki Titara — is a town and Union Council of Charsadda District in the North West Frontier Province of Pakistan. [ [http://www.nrb.gov.pk/lg election/union.asp?district=52 dn=Charsada Tehsils Unions in the District of Charsadda Government of Pakistan] ]… … Wikipedia
şarkı söylemek — belirli bir besteye göre güfteyi uyumlu olarak okumak Pürüzsüz, tane tane şarkı söyler gibi ahenkli bir konuşma tarzı vardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
şarkı tutturmak — bir şarkının sözlerini veya sadece bestesini seslendirmek Eğlenmek için derin bir heves doğdu, ıslıkla bir şarkı tutturdu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
şarkî — (A.) [ ﯽﻗﺮﺵ ] doğu, doğu ile ilgili … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ŞARKÎ — Şark ile alâkalı. Ciheti şarka, doğuya doğru olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Safdar Sarki — and other news organizations reported that his health was in jeopardy because the Pakistani government refused to allow him necessary medical attention.Sarki received his medical degree in Pakistan, but later moved to Texas, where he most… … Wikipedia