Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

pisletmek

  • 1 загадить

    pisletmek
    * * *
    сов., разг.

    зага́женное му́хами окно́ — sineklerin pislediği pencere

    Русско-турецкий словарь > загадить

  • 2 μαγαρίζω

    pisletmek, murdar etmek

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > μαγαρίζω

  • 3 muck up

    pisletmek, kirletmek; berbat etmek, içine etmek

    English to Turkish dictionary > muck up

  • 4 smutch

    pisletmek, lekelemek

    English to Turkish dictionary > smutch

  • 5 soil

    n. toprak, arazi, ülke, vatan, kir, leke, pislik, gübre, lağım pisliği
    ————————
    v. kirletmek, pisletmek, lekelemek, leke sürmek, namusunu kirletmek, kirlenmek, taze otla beslemek, yeşillik yedirmek
    * * *
    1. kirlet (v.) 2. toprak (n.)
    * * *
    I [soil] noun
    (the upper layer of the earth, in which plants grow: to plant seeds in the soil; a handful of soil.) toprak
    II [soil] verb
    (to dirty or stain: Don't soil your dress with these dusty books!) kirletmek, pisletmek

    English-Turkish dictionary > soil

  • 6 beschmieren

    beschmieren*
    I vt
    1) ( beschmutzen) kirletmek, pisletmek; ( mit Fett) yağlamak; ( bestreichen) sürmek (-e), sıvaştırmak;
    eine Wunde mit Salbe \beschmieren bir yaraya merhem sürmek
    2) ( pej) ( vollschreiben) karalamak
    II vr
    sich \beschmieren üzerini kirletmek [o pisletmek], üzerine sürmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > beschmieren

  • 7 пакостить

    1) прост. ( пачкать) kirletmek; pislemek ( о животных)
    2) разг. ( вредить) berbat etmek, pisletmek

    Русско-турецкий словарь > пакостить

  • 8 dirt

    n. pislik, kir, çerçöp, çamur; dedikodu; terbiyesiz konuşma, müstehcen söz; maden içeren toprak
    * * *
    1. kir 2. pislik
    * * *
    [də:t] 1. noun
    (any unclean substance, such as mud, dust, dung etc: His shoes are covered in dirt.) pislik, kir, çamur
    2. verb
    (to make or become dirty: He dirtied his hands/shoes.) kirletmek, pisletmek
    - dirt-cheap
    - dirt track

    English-Turkish dictionary > dirt

  • 9 dirty

    adj. pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı
    ————————
    v. kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak
    * * *
    kirli
    * * *
    1) (not clean: dirty clothes.) pis, kirli
    2) (mean or unfair: a dirty trick.) aşağılık, iğrenç
    3) (offensive; obscene: dirty books.) müstehcen, açık saçık, ayıp
    4) ((of weather) stormy.) fırtınalı, fena, kötü

    English-Turkish dictionary > dirty

  • 10 foul

    adj. pis, fena, iğrenç, kokuşmuş, bozuk, tıkanmış, çirkin, kaba, hilebaz, hilekâr, hain, dolaşık, karışmış, kurallara aykırı, faul, ağır
    ————————
    adv. kurallara aykırı olarak, çirkin biçimde, kabaca, açık saçık, faullü olarak
    ————————
    n. zor durum, faul, kurallara aykırı hareket, çarpışma (gemi)
    ————————
    v. karıştırmak, bozmak, kirletmek, tıkamak, faul yapmak, çarpmak (gemi), bindirmek (gemi), kirlenmek, pislenmek, dolaştırmak
    * * *
    1. kirlet (v.) 2. bozuk (adj.)
    * * *
    1. adjective
    1) ((especially of smell or taste) causing disgust: a foul smell.) iğrenç
    2) (very unpleasant; nasty: a foul mess.) berbat
    2. noun
    (an action etc which breaks the rules of a game: The other team committed a foul.) faul, kural dışı hareket
    3. verb
    1) (to break the rules of a game (against): He fouled his opponent.) faul yapmak
    2) (to make dirty, especially with faeces: Dogs often foul the pavement.) pisletmek

    English-Turkish dictionary > foul

  • 11 grime

    n. kir
    ————————
    v. kirletmek, pisletmek
    * * *
    1. kirlet (v.) 2. deri kiri (n.)
    * * *
    (dirt which is difficult to remove.) kir

    English-Turkish dictionary > grime

  • 12 make a mess of

    v. berbet etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak, pisletmek
    * * *
    1) (to make dirty, untidy or confused: The heavy rain has made a real mess of the garden.) altüst etmek
    2) (to do badly: He made a mess of his essay.) berbat etmek
    3) (to spoil or ruin (eg one's life): He made a mess of his life by drinking too much.) berbat etmek, mahvetmek

    English-Turkish dictionary > make a mess of

  • 13 mess

    adj. karmakarışık
    ————————
    n. çorba, karışıklık, karmakarışıklık, manga, pislik, karışık şey, karışık yemek, asker sofrası, sofra arkadaşları
    ————————
    v. karıştırmak, bozmak, kirletmek, pisletmek, asker sofrasında yemek yemek
    * * *
    1. karışıklık 2. altüst et (v.) 3. karışıklık (n.)
    * * *
    [mes] 1. noun
    (a state of disorder or confusion; an untidy, dirty or unpleasant sight or muddle: This room is in a terrible mess!; She looked a mess; The spilt food made a mess on the carpet.) karışıklık; kir, pislik
    2. verb
    ((with with) to meddle, or to have something to do with: She's always messing with the television set.) oynamak, kurcalamak
    - messily
    - messiness
    - mess-up
    - make a mess of
    - mess about/around
    - mess up

    English-Turkish dictionary > mess

  • 14 muck

    n. gübre, pislik, çamur
    ————————
    v. gübrelemek, pisletmek
    * * *
    pislik
    * * *
    (dung, filth, rubbish etc: farm yard muck.) gübre, pislik, çerçöp
    - muck about/around
    - muck out

    English-Turkish dictionary > muck

  • 15 besmear

    v. kirletmek, pisletmek, bulaştırmak, karalamak
    * * *
    kirlet

    English-Turkish dictionary > besmear

  • 16 besmirch

    v. kirletmek, pisletmek, lekelemek; karalamak
    * * *
    kirlet

    English-Turkish dictionary > besmirch

  • 17 make dirty

    v. kirletmek, pisletmek
    * * *
    kirlet

    English-Turkish dictionary > make dirty

  • 18 befoul

    v. kirletmek, pisletmek, lekelemek

    English-Turkish dictionary > befoul

  • 19 begrime

    v. kirletmek, pisletmek

    English-Turkish dictionary > begrime

  • 20 bemire

    v. kirletmek, pisletmek, çamurlamak

    English-Turkish dictionary > bemire

См. также в других словарях:

  • pisletmek — i 1) Pis duruma getirmek, kirletmek Ortalığı pisletmekten başka bir işe yaramayan kediler... R. N. Güntekin 2) mec. Kötü bir duruma sokmak Dikkat et, bu işi de pisletme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kirletmek — i 1) Kirli duruma getirmek, pisletmek Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. A. Ş. Hisar 2) Küçük veya büyük abdestini yapmak, pislemek Çocuk altını kirletmiş. 3) Kadının ırzına geçmek, namusuna zarar vermek 4) mec.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pislemek — i 1) Büyük veya küçük abdestini etmek, kirletmek Kedi halıya pislemiş. 2) Pisletmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pisletme — is. Pisletmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • telvis etmek — kirletmek, pisletmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sañlatmak — kuş pisletmek. II, 359 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • TECYİF — Korkma, korkutulma. * Vurmak. * Murdar etmek, pisletmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TELVİS — (C.: Telvisât) Kirletmek. Bulaştırmak. Pisletmek. * Mc: Bozmak, berbat etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»