-
1 загадить
-
2 μαγαρίζω
pisletmek, murdar etmek -
3 muck up
pisletmek, kirletmek; berbat etmek, içine etmek -
4 smutch
pisletmek, lekelemek -
5 soil
n. toprak, arazi, ülke, vatan, kir, leke, pislik, gübre, lağım pisliği————————v. kirletmek, pisletmek, lekelemek, leke sürmek, namusunu kirletmek, kirlenmek, taze otla beslemek, yeşillik yedirmek* * *1. kirlet (v.) 2. toprak (n.)* * *I [soil] noun(the upper layer of the earth, in which plants grow: to plant seeds in the soil; a handful of soil.) toprakII [soil] verb(to dirty or stain: Don't soil your dress with these dusty books!) kirletmek, pisletmek -
6 beschmieren
beschmieren*I vt1) ( beschmutzen) kirletmek, pisletmek; ( mit Fett) yağlamak; ( bestreichen) sürmek (-e), sıvaştırmak;eine Wunde mit Salbe \beschmieren bir yaraya merhem sürmekII vrsich \beschmieren üzerini kirletmek [o pisletmek], üzerine sürmek -
7 пакостить
2) разг. ( вредить) berbat etmek, pisletmek -
8 dirt
n. pislik, kir, çerçöp, çamur; dedikodu; terbiyesiz konuşma, müstehcen söz; maden içeren toprak* * *1. kir 2. pislik* * *[də:t] 1. noun(any unclean substance, such as mud, dust, dung etc: His shoes are covered in dirt.) pislik, kir, çamur- dirty2. verb(to make or become dirty: He dirtied his hands/shoes.) kirletmek, pisletmek- dirt-cheap
- dirt track -
9 dirty
adj. pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı————————v. kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak* * *kirli* * *1) (not clean: dirty clothes.) pis, kirli2) (mean or unfair: a dirty trick.) aşağılık, iğrenç3) (offensive; obscene: dirty books.) müstehcen, açık saçık, ayıp4) ((of weather) stormy.) fırtınalı, fena, kötü -
10 foul
adj. pis, fena, iğrenç, kokuşmuş, bozuk, tıkanmış, çirkin, kaba, hilebaz, hilekâr, hain, dolaşık, karışmış, kurallara aykırı, faul, ağır————————adv. kurallara aykırı olarak, çirkin biçimde, kabaca, açık saçık, faullü olarak————————n. zor durum, faul, kurallara aykırı hareket, çarpışma (gemi)————————v. karıştırmak, bozmak, kirletmek, tıkamak, faul yapmak, çarpmak (gemi), bindirmek (gemi), kirlenmek, pislenmek, dolaştırmak* * *1. kirlet (v.) 2. bozuk (adj.)* * *1. adjective1) ((especially of smell or taste) causing disgust: a foul smell.) iğrenç2) (very unpleasant; nasty: a foul mess.) berbat2. noun(an action etc which breaks the rules of a game: The other team committed a foul.) faul, kural dışı hareket3. verb1) (to break the rules of a game (against): He fouled his opponent.) faul yapmak2) (to make dirty, especially with faeces: Dogs often foul the pavement.) pisletmek• -
11 grime
n. kir————————v. kirletmek, pisletmek* * *1. kirlet (v.) 2. deri kiri (n.)* * *(dirt which is difficult to remove.) kir- grimy -
12 make a mess of
v. berbet etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak, pisletmek* * *1) (to make dirty, untidy or confused: The heavy rain has made a real mess of the garden.) altüst etmek2) (to do badly: He made a mess of his essay.) berbat etmek3) (to spoil or ruin (eg one's life): He made a mess of his life by drinking too much.) berbat etmek, mahvetmek -
13 mess
adj. karmakarışık————————n. çorba, karışıklık, karmakarışıklık, manga, pislik, karışık şey, karışık yemek, asker sofrası, sofra arkadaşları————————v. karıştırmak, bozmak, kirletmek, pisletmek, asker sofrasında yemek yemek* * *1. karışıklık 2. altüst et (v.) 3. karışıklık (n.)* * *[mes] 1. noun(a state of disorder or confusion; an untidy, dirty or unpleasant sight or muddle: This room is in a terrible mess!; She looked a mess; The spilt food made a mess on the carpet.) karışıklık; kir, pislik2. verb((with with) to meddle, or to have something to do with: She's always messing with the television set.) oynamak, kurcalamak- messy- messily
- messiness
- mess-up
- make a mess of
- mess about/around
- mess up -
14 muck
n. gübre, pislik, çamur————————v. gübrelemek, pisletmek* * *pislik* * *(dung, filth, rubbish etc: farm yard muck.) gübre, pislik, çerçöp- mucky- muck about/around
- muck out -
15 besmear
v. kirletmek, pisletmek, bulaştırmak, karalamak* * *kirlet -
16 besmirch
v. kirletmek, pisletmek, lekelemek; karalamak* * *kirlet -
17 make dirty
v. kirletmek, pisletmek* * *kirlet -
18 befoul
v. kirletmek, pisletmek, lekelemek -
19 begrime
v. kirletmek, pisletmek -
20 bemire
v. kirletmek, pisletmek, çamurlamak
См. также в других словарях:
pisletmek — i 1) Pis duruma getirmek, kirletmek Ortalığı pisletmekten başka bir işe yaramayan kediler... R. N. Güntekin 2) mec. Kötü bir duruma sokmak Dikkat et, bu işi de pisletme … Çağatay Osmanlı Sözlük
kirletmek — i 1) Kirli duruma getirmek, pisletmek Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. A. Ş. Hisar 2) Küçük veya büyük abdestini yapmak, pislemek Çocuk altını kirletmiş. 3) Kadının ırzına geçmek, namusuna zarar vermek 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pislemek — i 1) Büyük veya küçük abdestini etmek, kirletmek Kedi halıya pislemiş. 2) Pisletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pisletme — is. Pisletmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
telvis etmek — kirletmek, pisletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sañlatmak — kuş pisletmek. II, 359 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TECYİF — Korkma, korkutulma. * Vurmak. * Murdar etmek, pisletmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELVİS — (C.: Telvisât) Kirletmek. Bulaştırmak. Pisletmek. * Mc: Bozmak, berbat etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük