-
1 mahkemeye ait
adj. forensic, judicial* * *forensic -
2 mahkemeye çağır
subpoena (v.) -
3 mahkemeye başvurmak
v. litigate -
4 mahkemeye celbetmek
v. convene -
5 mahkemeye dilekçe vermek
v. file a petition -
6 mahkemeye gelmemek
v. default -
7 mahkemeye itaatsizlik
n. contempt of court, contempt -
8 mahkemeye itaatsizlik yapan kimse
n. contemnerTurkish-English dictionary > mahkemeye itaatsizlik yapan kimse
-
9 mahkemeye kadar tutmak
v. remand -
10 mahkemeye verilebilir
adj. suable -
11 mahkemeye verme
n. impeachment -
12 mahkemeye vermek
v. sue, take out a summons against smb., arraign, impeach -
13 mahkemeye çıkarmak
v. haul up -
14 mahkemeye çıkmak
v. come up -
15 mahkemeye vermek
dan dadgehê -
16 mahkemeye başvurmak
to litigate -
17 mahkemeye celp etmek
to summons -
18 mahkemeye düşmek
to go to court, to sue one another -
19 mahkemeye itaatsizlik
contempt of court -
20 mahkemeye vermek
to have sb up (for sth)
См. также в других словарях:
mahkemeye düşmek — mahkemelik olmak Korkma, ona zırnık vermem. İcap ederse mahkemeye düşeriz. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahkemeye vermek — dava açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yargı yolu — mahkemeye başvurma hakkı, muhakeme usulü … Hukuk Sözlüğü
Kenan Evren — Infobox President | name = Kenan Evren nationality = Turkish small| order = 7th President of the Republic of Turkey term start = 12 September 1980 term end = 9 November 1989 vicepresident = predecessor = Fahri Korutürk successor = Turgut Özal… … Wikipedia
mahkeme — is., huk., Ar. maḥkeme 1) Bir yargıçtan veya bazen savcı ve yargıçlardan oluşan bir kurulun, yargı görevini yerine getirdikleri yer, yargı yeri, yargıevi 2) Duruşma Mahkeme tam yedi yıl sürdü. Birleşik Sözler mahkeme kapısı mahkeme kararı mahkeme … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUHAKEME — (C.: Muhakemât) (Hüküm. den) Dava için iki tarafın mahkemeye baş vurması. * İki tarafın mahkemeye baş vurması. * İki tarafı dinleyip hüküm vermek. * Düşünmek. * Zihinde inceleme yapmak. * Karar vermek için iyice düşünmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
davalaşmak — nsz Birbiri aleyhinde mahkemeye başvurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihzar müzekkeresi — is., huk. Mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir … Çağatay Osmanlı Sözlük
istinabe — is., huk., esk., Ar. istinābe Davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkeme tarafından ifadesinin alınması … Çağatay Osmanlı Sözlük
kira — is., Ar. kirāˀ 1) Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye. Ç. Altan 2) Bu biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük