-
1 dedirmek
dedirmek (dedirtmek) kaus von demek;kendisine tembel usw dedir(t)memek için … um nicht als faul usw zu gelten -
2 dedirtmek
dedirmek (dedirtmek) kaus von demek;kendisine tembel usw dedir(t)memek için … um nicht als faul usw zu gelten -
3 yapıştırmak
yapıştırmak v/t -e kleben auf A; schmiegen an A; jemandem eine Ohrfeige geben, fam jemandem eine kleben;cevabı yapıştırmak kontern;kendisine yapıştırmak sich (D) etwas zulegen (z.B. eine Eigenschaft);-e pul yapıştırmak frankieren A -
4 yedirmek
yedirmek (-i -e) jemandem zu essen geben; Tier zu fressen geben; Baby, Tier füttern; gut unterrühren (etwas z.B. in den Teig); Vermögen ausgeben für;kaus von yemek;kendisine yedirememek sich (D) etwas nicht gefallen lassen -
5 acındırmak
-
6 gelir gelmez
eve \gelir gelmez kendisine söylerim sobald er nach Hause kommt, sage ich (es) ihm -
7 kendi kendine
1) ( kendisine)\kendi kendine bir şeyler demek zu sich selbst etw sagen\kendi kendine ( sessizce) bir şeyler mırıldanıyordu er summte (leise) vor sich hin\kendi kendine konuşmak Selbstgespräche führen2) ( yalnız başına)\kendi kendine gelin güvey olmak sich selbst was vormachen3) ( kendiliğinden) von selbst, von allein4) \kendi kendine stresi giderme idmanı autogenes Training -
8 zarar
zarar s1) Schaden maz bir \zararla ohne größeren Schaden, glimpflichmanevi \zarar immaterieller Schadensağlığa \zarar vermek der Gesundheit schaden2) a. jur\zarar ve ziyan kendisine ait olmak üzere auf eigene Gefahr3) Verlust mbir şeyi \zararına satmak etw mit Verlust verkaufen
См. также в других словарях:
LÂZIM-I ZATÎ — Kendisine ait icab eden hal. Kendisine has vaziyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKTEDÂ-BİH — Kendisine tebaiyyet edilen. Kendisine uyulan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bindiği dalı kesmek — kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünden hazır olmak (veya razı olmak) — kendisine yapılan bir öneriyi seve seve ve hemen kabul etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
esamesi okunmamak — kendisine değer verilmemek, adı anılmamak Sen babasının gönlünü ettikten sonra kızın esamesi mi okunur bre usta! O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber almak — kendisine bildirilmek, öğrenmek, bilgi edinmek Sizden haber almayalı bir seneden fazla oldu . P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyilik bilmek — kendisine yapılan iyiliği unutmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek pas yapmak — kendisine gelen topu bekletmeden en uygun durumda olan arkadaşına vererek karşı takımın oyun kurmasını engellemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetkisini kullanmak — kendisine verilen yetkinin gereğini yapmak Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
... süsü vermek — (kendisine veya herhangi bir şeye) gerçeğe aykırı olarak kendisinde veya herhangi bir şeyde üstün bir nitelik ve değer varmış gibi göstermek Bu zannını bir çeşit materyalist felsefeye uydurarak ona yüksek bir entelektüalizm süsü verirdi. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güven kazanmak — kendisine inandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük