Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

kaynamak

См. также в других словарях:

  • kaynamak — kaynamak; karşı gelmek, kabulden çekinmek, sözünü reddetmek I, 166, 225, 248, 390, 441; II I, 191, 280, 302bkz: kayınamak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kaynamak — nsz 1) Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak Su, 100 °C de kaynar. 2) Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu. T. Buğra 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fıkır fıkır kaynamak — 1) bir şeyden bir yerde çok bulunmak Peynir tenekesinde fıkır fıkır kurt kaynıyor. 2) yerinde duramamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • için için kaynamak — aşırı heyecan, gözü peklik ve hareket içindeyken bunu belli etmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karınca yuvası gibi kaynamak — (bir yer) çok kalabalık ve hareketli olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazanı kapalı kaynamak — (birinin) içyüzü bilinmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • midesi ekşimek (veya kaynamak veya yanmak) — yeni yenilmiş yiyeceklerden ötürü midede rahatsızlık duymak Mebuslardan midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beyni kaynamak — aşırı sıcaktan sersemlemek, bunalmak Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor. O. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tenceresi (veya tencereleri) kaynamak — geçimleri az çok yerinde olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arada kaynamak — karışık bir durumda gereken ilgiyi görmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği kaynamak — içinde şüphe ve endişe uyanmak Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»