Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

karaborsa

  • 1 чёрный рынок

    karaborsa

    Русско-турецкий словарь > чёрный рынок

  • 2 спекулятивный

    karaborsa °; spekülatif

    спекуляти́вная цена́ — karaborsa fiyatı, fahiş fiyat

    Русско-турецкий словарь > спекулятивный

  • 3 чёрный

    siyah,
    kara; arka
    * * *
    1) врз kara, siyah

    чёрная кра́ска — kara boya

    кра́сить в чёрный цвет — karaya / siyaha boyamak

    чёрные си́лы — перен. kara kuvvetler

    чёрное не́бо — siyah gökyüzü

    чёрная рабо́та — kara / kaba iş

    чёрный ферзьшахм. siyah vezir

    ру́ки, чёрные от гря́зи — kirden siyahlaşmış eller

    лицо́ у него́ ста́ло чёрным от го́ря — kahrından yüzü simsiyah kesilmişti

    2) arka

    чёрная ле́стница — hizmet merdiveni, arka merdiven

    3) (чёрное) → сущ., с siyah (renk)

    он был в чёрном — siyahlar giymişti; karalar giymişti ( в знак траура)

    4) (чёрные) → сущ., мн. siyahlar

    игра́ть чёрными — siyahlarla oynamak

    коро́ль чёрных — siyah şahı

    ••

    чёрный хлеб — siyah / kara ekmek

    чёрный ко́фе — alaturka kahve

    чёрная икра́ — siyah havyar

    чёрная дыра́ — астр. siyah / kara oyuk

    стра́ны Чёрной А́фрики — siyah Afrika ülkeleri

    попа́сть в чёрные спи́ски — kara listeye geçmek

    занести́ кого-что-л. в чёрные спи́ски — kara listeye geçirmek / almak

    называ́ть чёрное бе́лым — akı kara, karayı ak göstermek

    чёрные мета́ллы — demir ve çelik (- ler)

    чёрная металлу́рги́я — demirçelik metalürjisi

    чёрная би́ржа — karaborsa

    чёрный ры́нок — karaborsa

    Русско-турецкий словарь > чёрный

См. также в других словарях:

  • karaborsa — is., tic. Piyasada olmayan bir malın gizlice yüksek fiyatla alınıp satılması işi Bir teneke benzin aldık karaborsadan dayan dedik. O. V. Kanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karaborsaya düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KARABORSA — Piyasadan çekilen eşyanın, yüksek fiatla satıldığı gizli pazar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • borsa — is., ekon., İt. borsa Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla. N. Cumalı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalamata zeytini — is. Kalamata Tereyağı, kalamata zeytini ve karaborsa has ekmek. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mevcut — sf., du, Ar. mevcūd 1) Var olan, bulunan Gerçi, bir nevi karaborsa mevcuttu ama bundan faydalanmak hem alan hem satan için hayli tehlikeli idi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) is. Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü Okulun öğrenci mevcudu. Atasözü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taktik vermek — çeşitli sorunlarda sonuca ulaşmak için yol ve yöntem göstermek Artık yapacak işleri kalmamış da afyon kaçakçılarına, karaborsa gangsterlerine taktik vermeye kalkmışlar. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pençesine düşmek — yakalanmak Karaborsa davalarında ise bunların nüfuzları sıfırdan aşağıdır çünkü bu hususta birçoğu Millî Korunmanın pençesine düşmeye namzettir. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»