-
1 взаимный
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > взаимный
-
2 взаимный
karşılıklı* * *взаи́мные обвине́ния — karşılıklı suçlamalar
••глаго́л взаи́много зало́га — грам. işteş fiil
-
3 взаимовыгодный
karşılıklı yarar sağlayan, karşılıklı yarara dayalı / dayananвзаимовы́годная торго́вля — karşılıklı yarara dayalı ticaret
-
4 взаимно
-
5 взаимозависимый
karşılıklı bağımlılık içinde olan / bulunanв приро́д все взаимозави́симо — doğada herşey birbiriyle karşılıklı bağımlılık içindedir
-
6 взаимопонимание
karşılıklı anlayış* * *сспосо́бствовать лу́чшему взаимопонима́нию между наро́дами — halkların birbirlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmak
найти́ по́чву для взаимопонима́ния — anlaşma zemini bulmak
-
7 взаимоисключающий
-
8 обоюдный
karşılıklı; mütekabil -
9 обмениваться
несов.; сов. - обменя́тьсяdeğişmek;... alış-verişinde / teatisinde bulunmak; verişmekобме́ниваться впечатле́ниями — birbirine izlenimlerini anlatmak
обме́ниваться уда́рами — спорт. karşılıklı darbeler indirmek
обме́ниваться ре́зкими уда́рами (о боксёрах) — sert yumruklar teatisinde bulunmak
обме́ниваться информа́цией — bilgi alış-verişi yapmak
обменя́ться мне́ниями — görüş alış-verişinde bulunmak
обме́ниваться визи́тами — karşılıklı ziyaretlerde bulunmak
обме́ниваться делега́циями — karşılıklı heyetler göndermek
обме́ниваться рукопожа́тиями — el sıkışmak
мы обменя́лись с ним часа́ми — onunla saatlerimizi değiştik
-
10 взаимозависимость
-
11 взаимодоверие
-
12 взаимообогащение
свзаимообогаще́ние национа́льных культу́р — ulusal kültürlerin karşılıklı olarak zenginleşmesi
-
13 взаимопомощь
yardımlaşma* * *жyardımlaşma, karşılıklı yardım••ка́сса взаимопо́мощи — yardımlaşma sandığı
-
14 взаимоприемлемый
в соч.взаимоприе́млемые усло́вия — karşılıklı olarak kabul edilen / edilebilen koşullar
-
15 взаимосвязь
-
16 визави
karşı karşıya* * *1) нареч. karşı karşıyaони́ се́ли визави́ — karşılıklı oturdular
2) м, ж, нескл. karşıdaki -
17 влечение
eğilim* * *сeğinim; incizap (-bı)влече́ние к му́зыке — müziğe eğinim
взаи́мное влече́ние — karşılıklı çekim
чу́вствовать влече́ние к кому-л. — birine gönlü akmak
-
18 выгода
-
19 друг
arkadaş,dost* * *I мдруг де́тства — çocukluk arkadaşı
друзья́ и знако́мые — dost ve tanıdıklar; eş dost
мы с ним ста́рые друзья́ — onunla eski hukukumuz var
ста́рый друг лу́чше но́вых двух — посл. eski dost düşman olmaz; yenisinden vefa gelmez
••II в соч.будь дру́гом, помоги́ — bir arkadaşlık yap da yardım et
друг дру́га — birbir(ler)ini
друг за дру́гом — birbiri ardınca
друг дру́гу — birbir(ler)ine
друг про́тив дру́га — bir bir(ler)ine karşı
две вражде́бные друг дру́гу идеоло́гии — birbirinin düşmanı (olan) iki ideoloji
мы сиде́ли напро́тив друг дру́га — karşılıklı oturuyorduk
они́ полюби́ли друг дру́га — seviştiler
посмотре́ть друг на дру́га — bakışmak
пожа́ть друг дру́гу ру́ки — el sıkışmak
-
20 дух
ruh; cesaret; soluk,nefes* * *м1) ruhмора́льный дух — moral (-li); maneviyat
не па́дать ду́хом — yese düşmemek
не сло́мленный ду́хом — maneviyatı kırılmamış
поднима́ть дух — moralini güçlendirmek; moral vermek
пасть ду́хом — morali bozulmak, gönlü çökmek
2) (смелость, мужество) cesaretсобра́ться с ду́хом — cesarete gelmek
у меня́ не хвати́ло ду́ху сказа́ть — söylemeye cesaret edemedim
3) ( характерные свойства) ruhпоня́ть дух вре́мени / эпо́хи — çağın ruhunu anlamak
противоре́чить ду́ху зако́на — yasanın ruhuna / özüne aykırı olmak
в духе маркси́зма-ленини́зма — Marksizm-Leninizm ilkelerine uygun olarak
в духе уваже́ния взаи́мных интере́сов — karşılıklı çıkarlara saygı ruhu içinde
он вы́ступил в том же ду́хе — o da aynı ağızla konuştu
и да́лее письмо́ продолжа́лось в том же ду́хе — mektup bu minval üzere devam ediyordu
что́-то в э́том ду́хе — ona benzer sözler / bir şey
одни́м ду́хом — bir solukta, soluklamadan
5) миф., рел. ruhзлы́е ду́хи — kötü ruhlar / ervah
свято́й дух — Ruhulkudüs
вызыва́ть ду́хов — ruh çağırmak
••состоя́ние / расположе́ние ду́ха — ruh hali
он не в ду́хе — kefi bozuk
о нём ни слу́ху ни ду́ху — ondan ses seda yok
- 1
- 2
См. также в других словарях:
karşılıklı — sf. 1) İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil Karşılıklı yardım. Karşılıklı saygı. 2) Birbirine karşı bulunan Salıncağın üzerinde karşılıklı ayakta duran kızlar, fıldır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılıklı yapraklar — is., ç., bit. b. Sapların her düğümünde karşılıklı olarak ikişer ikişer bulunan yapraklar … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUADAT — Karşılıklı düşmanlık, karşılıklı husumet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEKABİLİYET — Karşılıklı vaziyet, karşılıklı durum … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
âşıktaşlık etmek — karşılıklı sevişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bazı dingil döner, bazı teker — karşılıklı ilişkilerde her iki tarafa da zaman zaman söz söyleme hakkı doğar anlamında kullanılan bir söz Bizimkisi komşuluk gayreti dedi, içinden de ne demişler? Bazı dingil döner bazı teker. N. H. Onan … Çağatay Osmanlı Sözlük
laklak etmek — karşılıklı, gelişigüzel, havadan sudan konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mütekabiliyet esası üzerine — karşılıklı olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıra saygı gözetmek — karşılıklı saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teati etmek — karşılıklı alıp vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhabbet etmek — karşılıklı, dostça konuşmak Bir geçitten ziyade bir toplantı yeri. Mahalle orada muhabbet eder, konuşur, kavga eder. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük