-
1 kalıtçı
kalıtçı Erbe m, Erbin f -
2 kalıtçı
-
3 kalıtçı
насле́дник -
4 kalıtçı
n. heritor -
5 kalıtçı
насле́дник -
6 kalıtçı
وارثوريث -
7 kalıtçı
1. وارث [وارِث]Anlamı: mirasçı, varis, muris2. وريث [وَرِيث]Anlamı: mirasçı, varis, muris -
8 kalıtçı
heir, inheritor mirasçý, varis, muris -
9 kalıtçı
heir, inheritor. -
10 kalıtçı
vərəsə, varis -
11 vərəsə
kalıtçı -
12 وارث
kalıtçı; mirasçı; mirasyedi; vâris; verese -
13 وريث
kalıtçı; mirasçı; vâris -
14 наследник
varis* * *м1) mirasçı; varis; kalıtçıзако́нный насле́дник — kanuni varis
2) перен. ( преемник) halef••насле́дник престо́ла — veliaht (-dı)
-
15 heritor
n. varis, mirasçı, kalıtçı* * *varis -
16 vâris
-
17 وارث
وارِث1. mirasyediAnlamı: mirasa konan2. kalıtçıAnlamı: mirasçı, varis, muris3. mirasçıAnlamı: kendisine miras kalan4. vârisAnlamı: mirasçı5. vereseAnlamı: mirasçılar -
18 وريث
وَرِيث1. kalıtçıAnlamı: mirasçı, varis, muris2. mirasçıAnlamı: kendisine miras kalan3. vârisAnlamı: mirasçı -
19 heir
vâris, mirasçi, kalitçi -
20 varis
variskalıtçı, varis
См. также в других словарях:
kalıtçı — is. Bir kalıttan yasalar gereğince yararlanan kimse, mirasçı, vâris … Çağatay Osmanlı Sözlük
mirasçı — is. 1) Kalıtçı Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş ten aldım geldim. N. Cumalı 2) mec. Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu … Çağatay Osmanlı Sözlük
vâris — is., Ar. vāriṣ Kalıtçı Ali Bey in evlat ve vâris edineceğini düşündüğü anlar olmuştur. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük