-
1 извергать
-
2 последний
1) врз sonпосле́дний ваго́н — son vagon
после́дняя остано́вка (трамвая и т. п.) — son durak
после́дние но́вости — son haberler
э́то моё после́днее сло́во — son sözüm budur
две после́дние кома́нды в обеих гру́ппах — спорт. her iki grubun sondan iki takımı
в после́дний раз — son defa
в после́днее вре́мя — son zaman / zamanlarda
в после́днюю мину́ту — son dakikada
в свой после́дний час — son saatinde
до после́дней копе́йки — son meteliğine / kuruşuna kadar
по после́дней мо́де — son modaya göre / uyarak
2) ( только что упомянутый) sonuncu(su)••руга́ть кого-л. после́дними слова́ми — birine ağır / okkalı küfürler etmek
-
3 похабный
pis, ağza alınmaz; açık saçık; galizпоха́бные слова́ — pis lakırdı, ağza alınmaz sözler
поха́бная брань — galiz küfürler
-
4 похабщина
ж, разг.pis lakırdılar, galiz küfürler -
5 разражаться
несов.; сов. - разрази́ться1) patlamak, patlak vermek; kopmakразрази́лась война́ — savaş patladı / patlak verdi / koptu
разрази́лась бу́ря — fırtına patladı / koptu
2) перен. savurmakразрази́ться угро́зами — tehditler savurmak
разрази́ться бра́нью — küfürler savurmak
разрази́ться слеза́ми — boşanmak
разрази́ться сме́хом — kahkahayı basmak, makaraları koyuvermek
зал разрази́лся аплодисме́нтами — salonda alkışlar koptu
он разрази́лся длинню́щей статьёй — upuzun bir yazı döşendi
-
6 ругань
жküfürler, sövgüler, ağır sözler -
7 ругательный
sövücü, sövgü / küfür doluруга́тельные слова́ — sövgüler, küfürler
-
8 сквернословие
с -
9 swear like a fishwife
ağıza alınmıyacak küfürler etmek -
10 swear like a fishwife
ağıza alınmıyacak küfürler etmek
См. также в других словарях:
azılı — sf. 1) Gözü bir şeyden yılmayan, azgın Azılı katil. 2) mec. Çok şiddetli, korkunç En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
katmerli — sf. 1) Katmeri olan, kat kat olan Katmerli çiçek. 2) Çok fazla olan, aşırı Hem vuruyor hem de suratına birbirinden ağır, birbirinden katmerli küfürler savuruyordum. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler katmerli badem katmerli birleşik zaman… … Çağatay Osmanlı Sözlük
küfür — is., frü, Ar. kufr 1) Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler! A. İlhan 2) din b. Tanrı nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme Birleşik Sözler küfretmek kandilli … Çağatay Osmanlı Sözlük
sunturlu küfür — is., frü Çok kötü, berbat, ağza alınmaz küfür Odasına girip kapısını çekince Binbaşı Ferit sövüp saymaya başladı hem de sunturlu küfürler. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakası açılmadık — sf., ğı Duyulmamış, ayıp, çok ağır hakaret içeren (söz, sövgü veya açık saçık nükte) Bir yandan yakası açılmadık küfürler, bir yandan dedikodu ve türküler. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yosma — sf. 1) Şen, güzel, fettan (genç kadın) Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar O. V. Kanık 2) Çok süslü giyinen ve modaya düşkün (kadın), koket Birleşik Sözler kaldırım yosması … Çağatay Osmanlı Sözlük
sövüp saymak — aralıksız küfürler sıralamak, uzun uzadıya söverek yermek Kılıksız kıyafetsiz adamlardan biri güya kapımızdan içeri dalarak bize sövüp saymaya başlamış sanırdım. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞÜTUM — (şetm. C.) Küfürler, sövmeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞÜTUM-İ GALİZA — Galiz ve kaba küfürler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük