-
1 ilgisiz
ilgisiz uninteressiert, gleichgültig; interessenlos; ohne Zusammenhang (mit D) -
2 ilgisiz
-
3 ilgisiz
безуча́стный незаинтересо́ванный* * *1) не име́ющий свя́зи / каса́тельства / отноше́ния к кому-чему; не свя́занный с кем, не прича́стный к чему2) не заинтересо́ванный; безуча́стный, равноду́шный -
4 ilgisiz
adj. disinterested, irrelevant, apathetic, apathetical, indifferent, standoffish, unconcerned, uninterested, unconnected, unrelated, aloof, careless, complacent, impertinent, incurious, insensible, insouciant, listless, lukewarm, nonchalant, oblivious* * *1. aloof 2. incurious 3. indifferent 4. insouciant 5. lukewarm 6. unconcerned 7. uninterested -
5 ilgisiz
Əlaqəsiz -
6 ilgisiz
obojętny -
7 ilgisiz
1) не име́ющий свя́зи (каса́тельства, отноше́ния); не связа́нный (с чем-л.), не прича́стный (к чему-л.)2) не заинтересо́ванный (в чём-л.)3) безразли́чный, безуча́стный, индиффере́нтный, равноду́шный -
8 ilgisiz
αδιάφορος, αμελής, ανύποπτος -
9 ilgisiz
زاهد -
10 ilgisiz
زاهد [زاهِد]Anlamı: ilgisi olmayan -
11 ilgisiz
"indifferent, disinterested, absent, lukewarm, aloof, apathetic, casual; irrelevant, unconnected" -
12 ilgisiz
1. uninterested, apathetic, indifferent. 2. irrelevant. -
13 ilgisiz
bezvýznamný; indiferentní; lhostejný; netečný; nevšímavý -
14 ilgisiz sonuç
n. non sequitur* * *non sequitur -
15 ilgisiz olmak
v. be far out -
16 ahlâk ile ilgisiz
adj. amoral -
17 dava ile ilgisiz iddia
n. surplusage -
18 konuyla ilgisiz
adv. off the point, beside the point -
19 politika ile ilgisiz
adj. unpolitical -
20 индифферентный
См. также в других словарях:
ilgisiz — sf. İlgisi olmayan veya ilgilenmeyen, kayıtsız, aldırmaz, alakasız, lakayıt, bigâne … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakayıt kalmak — ilgisiz davranmak, aldırmamak Onun gözyaşlarına lakayıt kalmak mecburiyetinde bulunuyorum. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk durmak — ilgisiz, sevimsiz davranmak Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıp satmaz görünmek — ilgisiz görünmek veya davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayıtsızca — sf. 1) İlgisiz, aldırmaz 2) zf. İlgisiz, aldırmaz bir biçimde ... biraz kırlara baktıktan sonra kayıtsızca: Korkma, dedi, senin canın kolay çıkmaz. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakayıt — sf., ydı, Ar. lāḳayd 1) İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı. S. F. Abasıyanık 2) zf. İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız bir biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alakasız — sf. İlgisiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bigâne — sf., esk., Far. bīgāne 1) Yabancı 2) İlgisiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bigâne düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dargın — sf. 1) Darılmış olan, küskün Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı. S. F. Abasıyanık 2) Soğuk, ilgisiz Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı. Y. Z. Ortaç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dargın durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
devre dışı — is., fiz. 1) Elektrik donanımındaki enerji akımının bir noktada kesilme durumu 2) mec. Konudan uzak, ilgisiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller devre dışı kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük